Çok zahiri musibetler var ki, ilahi birer ihtar, birer ikazdır ve bir kısmı keffaret-üz-zünüptur ve bir kısım gafleti dağıtıp, beşeri olan aczini ve za'afını bildirerek bir nevi huzur vermektir.
Kafasında bitmek bilmeyen sarabandlar vardı; düşünceleri bir halının çiçekleri üstünde dans eden Hintli bir dansçı kız gibi, hayalden hayale, kederden kedere atlıyordu.
“Hepimiz aynı televizyon programlarını izliyoruz,” diyor dudak. “Radyoda aynı şeyleri duyuyoruz, birbirimize aynı şeyleri söylüyoruz. Hayatın hiç sürprizi kalmadı. Hep aynı şeyler olup duruyor. Tekrarlar.”
Deliğin içindeki kırmızı dudaklar “Hepimiz aynı televizyon programlarıyla büyüdük. Sanki hepimize aynı suni hafızadan takıl mış. Çocukluğumuzla ilgili hiçbir şeyi hatırlamazken, komedi dizilerindeki ailelerin başına gelenlerin hepsini gayet iyi biliyoruz. Hepimizin belli başlı hedefleri aynı. Hepimizin korkuları aynı,” diyor.
Sayfa 106 - Ayrıntı yayınları, yeraltı edebiyatı serisiKitabı okudu