"Çocuklar, kendi yetersizliklerini çevrelerindeki yetişkin dünyasıyla karşılaştırarak üstünlük arayışına girerler ve bunun kendisini dışarı vurma biçimi genellikle yaramazlık, saldırganlık ve düpedüz şımarıklık olur."
angelopoulos’un sinema anlayışına aşığım. tarkovsky'in sinema anlayışına aşığım. fellini'ye, alfred hitchcock'a, antonini'ye, victor de sica'ya, rossellini'ye, passolin'i, bahman ghobadi, abbas kiyarüstemi. michale haneke. ve david lynch. sonra, memduh ün, ferzan, ömer lütfü, metin erksan, ömer kavur ve handan ipekçi ve en nihayetinde nuri b ceylan ve zeki ve yılmaz ve reha :)
filmlerdeki mektup okuma sahnelerine bayılıyorum. büyük adam küçük aşk filminde müzeyyen'in rıfat bey'e mektubu o kadar güzeldi ki:
"acımasızca geçip giden zamandan geriye kalan sadece yalnızlıklarımız..."