s

Sinema-Sanat-Tiyatro

5 member
OKUL OLMASA...
Deniz kestanesinin sindirim sistemini bilmediğim için lisede ikmale kaldım. İkmal sınavıunda deniz kestanesinin sindirim sistemi sorulmadığı için geçtim, daha sonra hayatım boyunca deniz kestanesinin sistemi konusuyla hiç ilgilenmedim.
Sayfa 38 - Ortaoyuncular YayınlarıKitabı okudu
Finalde, "Oğlum Alyoşa'ya umut ve güvenle" yazısının belirdiği Kurban'da Tarkovski onurlu ve hakikatli bir yaşamın bedelinin kendini kurban etmek olduğunu savlar. İnsanı etik açıdan besleyen temeli yeniden gözden geçirir: "İnsan nasıl da biraz durup varlığının anlamı konusunda mevcut diğer görüşlerden herhangi birisine eğilmek ihtiyacı duyuyor. Doğu her zaman ebedi gerçeğe Batı'dan daha yakındı ama Batı uygarlıkları maddi hayat beklentileriyle Doğu'yu yutuverdi. Bunu anlamak için doğu müziğiyle Batı müziğini karşılaştırmak yeter de artar bile. Batı, 'işte ben buyum!' diye bağırıyor. 'Bana bakın! Dinleyin, hem sevgiden hem acıdan nasılda anlıyorum! Nasıl hem mutlu hem mutsuz olabiliyo­rum! Ben! Ben! Ben!' Doğu ise kendisiyle ilgili tek bir kelime bile söylemez. Kendini, Tanrı'nın, doğanın, zamanın içinde yeniden bulur. Her şeyi kendi içinde keşfetmesini bilir. Doğu uygarlığının görüşleri bir sonuçtur, topraktaki tuzun tuzudur, gerçek bilgi ancak ondan fışkırır."
Reklam
Bir Jean Renoir Festivali
Bizim filmler karakter filmidir, oysa Amerikan yapımları durum filmleridir. Fransa'da gerçeğe benzerlikten, psikolojiden hoşlanılırken, Amerikalılar durumu başlangıç noktasını kaybetmeden, güçlü bir şekilde incelemeyi tercih ettikleri için her şeyi altüst ediyorlar. Film dediğimiz şey neticede gözlerimizin önünde akıp giden iki bin metrelik selüloid şeridinden ibaret olduğu için bunu bir yola benzetebiliriz. Dolayısıyla Fransız filmi kıvrımlı bir yolda ilerleyen bir at arabasına benzerken, Amerikan filmleri raylar üzerinde giden bir tren gibi ilerler.
Sayfa 72 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
815 öğeden 961 ile 815 arasındakiler gösteriliyor.