s

Siyaset-Felsefe

7 üye
Takip
5.
Ekonominin her şeyi belirlediği bir toplumda, ekonomik rekabette yenik düşenleri, başarısızlıkları ya da düzeni "rahatsız edenleri" devredışı bırakmak, onları şiddet içermeyen "barışçıl" yollarla zararsız hale getirmek için yeterince araç, daha somut bir ifadeyle, eğer kendi rızalarıyla boyun eğmezlerse, bu kişileri açlıktan öldürmeye yetecek yollar mevcuttur.
-Bütün bu acıları çekmeye değer miydi peki? -Değecek bir şeydi ama ben uğraşırken o uğraşmadı! -Senin cennet olarak gördüğün şey onun için sadece umutsuz vakaydı ve sen mücadele ederken sadece izledi neden biliyor musun daha önce kimse onu bu kadar göğe çıkarmamış. -Aman unutma dostum tanrıyı kim yaratırsa yok etme imkanı da sadece onun elindedir.
Reklam
Mirov divê ji mirinê netirse . Divê bitirse ku tucarî dest bi jiyanê neke.
Marcus Aurelius
Marcus Aurelius
“Niye siz cadıların devletsiz olduğunuzu söylüyorsun?" Konuyu değiştirmek istiyor. Yeteneklerimiz onu kaygılandırıyor. “Öyle demedim. Geleneksel bir devlet sistemimiz yok dedim." "Toplumsal kurallarınız da mı yok?" "Toplumsal kurallar hiçbir zaman herkesin gereksinimlerini karşılamaz. Bir toplumda suç addedilen şey bir başka toplumda ahlaki bir gereklilik olarak görülebilir." "İnsanların her zaman devleti vardır." Turunculuk tamamen geçmişti. Bu konuyla neden bu kadar ilgileniyor? "İnsanlar siyasetle yaşar. Bunu sana dün söylemiştim. Siyaset: Olabildiğince çok şeyi gizlerken tamamen açık ve içten gibi görünme sanatı."
Sayfa 187 - İthaki yayınlarıKitabı okudu
Kiliseden daha güçlü olan ve düşsel bir ötedünyanın değil, bu dünyanın düşselleştirilmesinin ürünü olan Devlet ve sahip olduğu soyut güç giderek büyümektedir. Çağdaşlaştırılmış bir ölüm ile aşkınlaştırılmış bir toplumsal üzerine oturtulmuş olan Devlet, gücünü, temsil ettiği bu ölümcül soyutlamaya borçludur. Kadavra nasıl tıbbın temeli demekse, Devlet de ölü bir socius/toplumsalı yönetmek demektedir.
Sayfa 255Kitabı okudu
“Yönetmelikle kanun arasındaki farkı göremiyorsan ikisi de kanun hükmündedir." "Aralarında fark göremiyorum." Ne ifşa ettiğinin farkında değil. "Kanunlar dayatılan değişim mitini yansıtır. Şu ya da bu kanun sayesinde geleceğin güzel olacağı düşünülür. Kanunlar geleceği dayatır. Yönetmeliklerinse geçmişi dayattığına inanılır." "İnanmak mı?" Bu sözcüğü de sevmiyor. "Her ikisinde de eylem yanıltıcıdır. Bir sorunu incelemek için komite kurmak gibi. Komite ne kadar kalabalıksa soruna uygulanan önyargılar o kadar artar.”
Sayfa 191 - İthaki yayınlarıKitabı okudu
Reklam
108 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.