s

Siyaset & Politika

36 member
Sosyalist partilere oy verenler, ezilenler ya da işçi sınıfı değil, onların ezildiğini düşünen ve buna çok üzülen o kadar da ezilmemiş aydın kesimdir. Üstelik bu aydın dediğimiz tip, sosyalist bir partiye oy verirken o partinin iktidara gelemeyeceğinin bilincindedir, şık bir gol atar gibi şık bir oy atmaktadır.
Sayfa 311Kitabı okudu
... Meksika'da bir vekil mecliste soyunup şöyle sordu: "Ben kendimi soyarken utandım siz ülkeyi soyarken utanmıyor musunuz?"
Reklam
Sağ ve Sol
“Eğer pek yakınlarındaysan birbirleriyle çeliştiklerini görürsün. Bakarsın, kimi şu partiden, kimi bu partiden. Ama hele biraz uzaklaş, bir tepeye çık: Tozu dumana katan bu süvarilerin topu birden sana bir tek toz bulutu, aynı toz bulutu hâlinde ayan olacaktır.”
Sayfa 329 - LukretiusKitabı okudu
Mümtaz Soysal, siyasi suçların hiçbir dönemde, hiçbir iktidara şeref vermediğini söyleyerek; -Sokrat'ın yargılanması Yunan uygarlığı için bir kara leke oldu. Galile'nin yargılanması insanlık tarihi için bir suç sayıldı. Beni de işlemediğim suçlardan ötürü yargılayarak, zorla kahraman yapmak istiyor, layık olmadığım bir sandalyeye oturtuyorsunuz, dedi.
1971
Memleketimizde ve özellikle sıkıyönetimimizde o günlerde düşünce özgürlüğü(!) vardı. Her savcı, istediği kadar kişinin ölüm cezasına çarptırılmasını isteyebilirdi. Bu bakımdan düşünce özgürlüğü tam anlamıyla yürürlükteydi.
En büyük suçlarımızdan biri, "Anayasa'ya saygı yürüyüşü" düzenlemekti. Anayasa'ya saygı yürüyüşü düzenleyerek Anayasayı çiğnemiştik! Yürüyüş, Ankara Hukuk Fakültesi önünde başlamış, Anıtkabir'de son bulmuştu. Bizim suçumuz, Anayasa'nın Cebeci ile Tandoğan arasındaki bölümünü çiğnemekti.
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.