s
Stoacılar
1 memberİnsanlarla ilişkilerinde ziyadesiyle nezaket ve dikkat gösterirken yenilmemek, tecrübeyle bilgeleşmek eylemde serinkanlı olmak zihnin kabiliyetidir. Mutlu yaşam aslında ozgür dik, korkusuz ve sağlam duran bir zihindir. Bu zihin korku ve şehvetin dışında konumlanır. Tek iyi olan ahlaki doğruluk, kötü ise ahlaksızlıktır.
Önce zihin sağlıklı olmalı, ve sağlığını kalıcı bir şekilde elde etmeli. Cesur ve dinç olmalı, sabretmeli. Farklı dönemlere ayak uyduran, bedenine ve onu ilgilendiren her şeye dikkat eden ama bunun için dertlenmeyen, yaşamı meydana getiren hiçbir şeye ilgisiz kalmayan ama hayranlık da duymayan, talihin armağanlarından faydalanıp onların kölesi olmayan bir karakterde olmalı.
Bir dik duruşun kaç yenilgi ,kaç gözyaşı , kaç kalp ağrısı ettiğini bilemezsiniz” Frida Kahlo"
Her dilimde söyle , evrensel ve varoluşsal amacın olsun
Şu an benim amacım nedir ?
Stoacılar, sabahları kalktığın, güne başladığın andan itibaren -evrensel ve varoluşsal bir amacın olsun - der.
Sayfa 84Kitabı okudu
İnsan faydalı olanı aramaya, yani kendi varlığını korumaya ne kadar çalışırsa, o kadar fazla güç sahibi olur ve o kadar çok erdem kazanır...
Böylesine ender bulunan bir şeyin bu denli zor olması gerekir. Kurtuluşumuz; halihazırda ellerimizde olsaydı ve büyük bir çaba olmaksızın bulunabilseydi, nasıl mümkün olabilirdi? Ne var ki kusursuz olan her şey ender olduğu kadar güçtür de.
Yaralanmaz olan, darbe almayan değil, darbeden incinmeyendir. Bu anlayışa dayanarak sana bilgeyi göstereceğim. Sınanmamış güç muğlakken, tüm saldırıları püskürtmüş olan, mutlak sağlamlık adını hak ettiğine göre, yenilmez olanın, kendisine hiç saldırılmamış olandan daha kudretli olduğundan kim şüphe duyabilir? Kendisine hiçbir haksızlığın zarar vermediği bilgenin, hiçbir haksızlıkla karşılaşmamış olandan daha iyi bir karaktere sahip olduğunu bilmelisin. Dahası, savaşların boyun eğdirmediği, kendisini dürten düşman silahlarının korkutamadığı ve avare kalabalığın içinde huzurla semirmeyen adama cesur derim. Sonuç olarak şunu söylüyorum: Bilgenin herhangi bir haksızlığa uğraması mümkün değildir. O halde hiçbiri saplanmadığına göre, ona kaç mızrak fırlattığının da bir önemi yoktur. Nasıl bazı taşlar demire dayanacak kadar sertse, taş kesilmez, dövülemez ve aşındırılamaz, aksine kendisine değen her şeyi köreltirse; nasıl bazı şeyler ateşle küle döndürülemez, aksine ateşle sarıldığında bile sertliğini ve şeklini korursa; nasıl bazı sivri kayalar dibe doğru uzanarak denizin gücünü kırar ve sayısız çağ boyunca kamçılanmasına rağmen bu şiddetli öfkenin herhangi bir işaretini göstermezse, bilgenin ruhu da aynı şekilde sağlamdır ve bahsettiğim haksızlığa karşı tümüyle güvende olacak kadar gücünü toplamış haldedir.
Sayfa 6 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - Hasan Ali Yücel Klasikleri DizisiKitabı okudu
XI
"Hiçbir şey hakkında 'onu kaybettim' deme, sadece 'geri verdim' de. Çocuğun mu öldü? Onu geri verdin. Karın mı öldü? Onu geri verdin. 'Tarlam elimden alındı.' Onu da geri verdin. 'Ama onu rezil biri benden aldı!' Onu sana verenin senden geri alırken neyi aracı yaptığı seni niye ilgilendiriyor? Sana başkası bir şey verdiğinde, yolcuların hanlara baktığı gibi, sen de o şey sana ait değilmiş gibi bak."
Sayfa 5 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Hasan Ali Yücel Klasikleri DizisiKitabı okudu
