Deniz olmak... Lisan... Bir şeyin içine dalma ve derinliğine varma... Bir ilimde derin ihtisas kazanma... Buharlaşmak... Tütsülenmek... Buğulanmak... Kokmak... Durmaya, oturmaya, girmeye ve çıkmaya kadir olmak... Övünme... Muharebe edişmek, karşılıklı dövüşme... Dalgalanma, dalgalanır olma... Kibirli kibirli yürüme... İlimde ve malda genişlik üzere olmak... Âlim ve zengin olmak... Geniş yarık... Zahir olmak, görünmek... Birbirine zulüm etmek... Birbirinin yerine geçmek... Taban ve tavan... Fahriye... İftihar etmek... Kabir... Kerim... Şerif... Hayır... İzzet...
Pürüzsüz yapmak veya yapılmak... Sağlamlaştırmak... Hakikate yakından vakıf olmak... Delilleriyle bilmek... Bilerek emin olmak... Sabit kılmak... Dayanacak şey kullanma...
Kaptan... Erkeğin tenasül uzvu... Uzun gemi... Titreme... Asılı bir şeyi havada oynatmak... Şiddetle defetmek... Devenin çifte vurması... Zayıf, güçsüz, âciz... Alışverişte aldanan... Kesilmiş, boğazlanmış... Nehir... Yılan ve akrep gibi hayvanların zehiri... Sâmî... Kuru üzüm... Kuru incir... Kurban kesme... Abdullah... Kaşın kıllı ve yoğun olması... Yaban sığırı... Dil, lisân, lügat, lehçe... Vade... İstikbal... Kara sinek... Reddetmek... Ayıp... Alev... Terazi gibi bazı aletlerin dili andıran parçaları... Cehennemde vazife gören melek... Raksetmek, dans etmek... İki zât... İki sâhip... Çift... Üzüm kabuğu... Buğday kabuğu... Asker... Ölüm sebebiyle gelen sıkıntı... Solmak... Sürmek... Gitmek... Aydınlık, ışık... Belirtilmemiş, neye delâlet ettiği belli olmayan isim... Tarih... Yedek at... Asılmış, asılı... Süzgeç... Kötü söyleyen, ayıp arayan... Semer, eğer... Enli kılıç, pala...
Baş parmak... Kapalı bırakmak... Belirsiz olmak... Muayyen olmayan... Sözün kolayca anlaşılmayacak şekilde kapalı olması... Gizli şekilde tanıtmak... Çok olmak... Fazl... Delil göstermekle ve isbat etmekle galip gelmek... Bildirmek... Anlatmak... Ulu etmek, yüceltmek... Vesvese... Suya dalmak... Tecrit... Fikir...
Bir şeyin peşini bırakmayıp takip etme... Dikkat ve hiddetle bakma... Uçurma veya uçurulma... Hızla gönderme, yollama... Koku... Devir... Casus... Sarık... Deniz dalgası... Mustarip olmak, acı çekmek...