Bunlardan en önemlisi, kabilenin yaşlı adamma duyulan korkudur. İlkel yerleşim yerinin gençleri bu korkuyla hüyümüştür. Yaşı adamla ilişkili nesneler muhtemelen yasaktı. Günümüzde çocuklar nasıl babalarının piposuna dokunamaz, koltuğuna oturamazsa, yaşlı adamın da mızrağına dokunmak, yerine oturmak yasaktı.
...
Bir şeyin yasak, yani tabu olması fikri, dokutulmaması, bakılmaması gerektiği, insanın aklına çok erken dönemlerde girmiş olmalı. Primal Law adlı kitabında J, J. Atkinson tüm dünyadaki vahşi insanlarda görülen bu ilkel tabuların ustaca bir analizini yapar.
Bugün doğru olan,yarın doğru olmayabilir ve bir durumda doğru olan başka bir durumda yanlış olabilir.Asıl ihtiyacınız olan sabit bir hayat modeli değil,bakış açısıdır.
Tabu ahlâkı hâlâ var. Topluluğun bazı bölgelerinde doğum kontroluna karşı duran güçlü bir tabu. İnce hesaplara dayanıyor bu tabu; ve sonsuz, feci kötülükleri oluyor. Bu hesap yoksulluğu ve savaşı körüklemek ve pek çok sosyal sorunların çözümünü engellemek. Sanırım tabuların en önemlisi bu; tabiî başkaları da var. Örneğin boşanma yasağı kesinlikle zararlı. Bu yasak gerçek durumlara değil, yalnızca eski geleneklere dayanıyor.
... Onlardan ayrılamıyorlar çünkü onlardan intikamlarını tam olarak almamış, dikkat çekici vakalarda intikam hırsının bilincine bile varmamış oluyorlar.