Akıl sahiplerinin özelliği namazlarını gereği gibi kılmalarıdır. Namazı gereği üzere kılmak demek; vaktinde, cemaatle ve cemiyetle tam ve doğru olarak kilmak demektir.
Bir zaman Râbiatü'l-Adeviyye (Rahimehullah) gecede bin rekat namaz kılardı ve "Ben bu namazları cennete kavuşmak için kılmıyorum, sadece Rasûlüllâh (Sallallahu Aleyhi ve sellem): "Ummetimden böyle çalışanlar da var dir' desin de sevinsin diye böyle yapıyorum" derdi. Hanım kardeşlerim! Görüyor musunuz?! Bakın, bakın ne düşünüyor saliha kadın.
Sayfa 291
Muttaki öyle bir kuldur ki; bütün dünyayı verseler bir namaz bırakmaz.
Siz şerefi nerede ariyorsunuz? Senin öyle bir ilim şerefin var ki bütün dünya satilsa, o şerefi satın alamazsın. Sen bu şerefi bir Amerikalının kıyafetine değişiyorsun!
Sayfa 281
Mevlâ en çok Rasûlüllâh (Sallällahu Aleyhi ve sellem)'i seviyor. Bir de kimde onun nişanı varsa o kimseyi seviyor. İşte bu çarşaf onun nişanıdır. İşte bu sarık onun nişanıdır. İşte bu cübbe onun nişanıdır, işte bu şalvar onun nişanıdır. Kâfirlerin şeklini giymeye gerek yok.
Sayfa 280
Şalvar niye giymiyorsun, Fatih Sultan'dan daha mı büyük adamsın, İstanbul'u mu fethettin?!
Sayfa 280
Sarık, cübbe, şalvar Allâh-u Teâlâ'nun heybetidir.
Sayfa 280
Amellerin en zoru şu üçüdür:
- İmkânı az iken verebilmek.
- Yalnızken de takvâ üzere olmak.
- Daima doğru söylemek.
İmâmŞâfi
Ey nefsim!
Unutma, her kim kendini eşsiz biri sanıyorsa bilmeli; Allah'a yakınlığı kadardır insanın değeri.
- takva, hiç kimsenin görmediği yerde günahtan uzak durmaktır..
Sayfa 82
