t

Tarih ve Din

0 member
Bir Ehlileştirme Aracı Olarak Bektaşilik
16. yüzyılın ortasından itibaren Bektaşi tarikatının Osmanlı idaresinin desteğini (yeniden) kazandığı görülür. Bu yeniden meşruiyet kazanmanın değişen Kızılbaş politikasıyla bir ilgisi olduğunu düşünmek için yeterli nedenimiz vardır. Osmanlı Devleti'nin Kızılbaşları Bektaşi babaları aracılığıyla "evcilleştirmek" istediği fikri ilk defa Köprülü tarafından öne sürüldü ve sonra Melikoff ve Ocak tarafından devam ettirildi. Esasen Bektaşi tarikatının ehlileştirme misyonu çok daha geniş bir alanı kapsıyordu. Anlaşıldığı kadarıyla, kuruluş döneminin bakiyesi olan tüm gayri-müteşerri gruplar Bektaşi çatısı altında toplanıp sisteme entegre edilmek istenmişti. Gerçekten de daha önce abdallar, kalenderiler, haydariler, vs. gibi isimlerle müstakil varlıklarını sürdüren grupların 17. yüzyıl ortalarına gelindiğinde ortadan kaybolduğu, bunların mirasının Bektaşi tarikatı tarafından devralındığı görülmektedir. Ancak bu gelişmenin ne kadarı planlanmış Osmanlı projesiydi ne kadarı kendiliğinden gelişen toplumsal süreçlerdi bilemiyoruz. Kesin olan, Osmanlı idaresi bu gelişmeyi en azından tol ere ve hatta teşvik etmişti.
Sayfa 345 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
488 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 days
İsa'nın Son Sırrı
İsa'nın Son Sırrı
Din, tarih, hususen de Din Tarihi, bilim, arastirma sevenler, Dan Brown kalemini beğenenler yazarin tum kitaplarini hayranlikla okur. Kitapin bas sayfalarinda yer alan “Burada sunulan tarihsel, bilimsel veriler gercektir” cumlesi ile yazar bizi bastan heyecanlandiriyor. Ama en fazla ne ola bilir ki diyorsunuz kendi kendinize.. Sonlara dogruysa okuduklarimi saskinliklar icinde okudum desem yalan olmaz..) Incil, Isa, hristiyanlik- sonda kendime sordugum soru- acaba hristiyanlar bu kitabi okudu mu?
İsa'nın Son Sırrı
İsa'nın Son SırrıJose Rodrigues dos Santos · Pegasus Yayınları · 2017552 okunma
Reklam
Şubat 1974 de Amerikalı dergisinde; İslam, Türkler yüzünden geriledi.
"Türklerle ilişki kurdukları ve Türk eğemenliği altına girdikleri tarihten önce Araplar büyük bir İslam devleti kurmuşlar ve büyük bir uygarlık yaratmışlardır. Türklerin gidişiyle birlikte gerilemeye başlamış, kötü yönetim ağır basmış ve Osmanlı İmparatorluğu'yla bu gerileme Arapları ve İslam dinini ortaçağ karanlığına gömmüştür. Fakat Türklerin boyunduruğundan kurtulmakla Arap dünyası yeniden canlanmaya ve uyanma dönemine girmiştir."
Sayfa 89 - The Newsweek, 18 Şubat 1974, s.40-46Kitabı okudu
Şeriat, millilikten yoksun kılar.
Ne Osmanlı Devleti'nde ne de başka bit şeriat devletinde topluma milliyetçilik bilinci aşılayacak bir kuruluş olmuştur. Aksine, Müslümanlık duygularını yok eder düşüncesiyle milliyet duyguları yok etmiştir.
İnsan varlığını kul durumunda kılmakla büyüklük taslanmaz.
Bir milletin büyüklüğünü, şerefliliğini, azametini, saygınlığını yapan şey, onun askeri başarıları, zaferleri, fetihleri, coğrafi genişliği ya da bütün bunları hazırlayan "iman gücü" değildir. Bir milleti büyük ve saygın yapan şey, onun insan varlığına değer tanıması, insanı yüce kılması ve uygarlığa katkıda bulunmasıdır. Tanrı ve din adına "kafirlere" saldırmakla; eserler, ganimetler ve araziler almakla ya da insan varlığını kul durumunda kılmakla büyüklük taslanmaz.
Osmanlı'nın ilk on padişah zamanındaki gelişme ve daha sonra Türk geleneğinin terk edilmesiyle gerilemesi ve çökmesi, şeriat zihniyetinin zararlarının kanıtıdır.
Reklam
92 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.