Tarih

Tarih

2.143 üye · 153 yeni gönderi
Takip
Tarih ile ilgili paylaşımlar ve tartışmalar.
Demiş Atatürk, hilafetin kaldırılması sorusu üzerine.
Peygamberimiz, tilmizlerine dünya milletlerine İslamiyet’i kabul ettirmelerini emretti, bu milletlerin hükümeti başına geçmelerini emretmedi. Peygamberin zihninden asla böyle bir fikir geçmemiştir. Hilâfet demek, idare, hükümet demektir. Hakikaten vazifesini yapmak, bütün Müslüman milletlerini idare etmek isteyen bir halife, buna nasıl muvaffak olur? İtiraf ederim ki, bu şerait dâhilinde beni halife tayin etseler derhâl istifamı verirdim.
Sayfa 74
Türkiye İktisat Kongresi kararlarından biri
Madde 6- Hırsızlık, yalancılık, riya ve tembellik en büyük düşmanımız; tutuculuktan uzak bir dindarlık her şeyde esasımızdır. Her zaman faydalı yenilikleri severek alırız.
Sayfa 53
Reklam
19. yüzyılda Fransa âdeta bir sarkaç gibi kâh monarşiyle kâh cumhuriyetle yönetildi. Burada güç, bir yandan eski hanedan, diğer yandan Napolyon’la oluşan yeni hanedan ve üçüncü olarak da halk rejimi taraftarları arasında gidip geliyordu.
Sayfa 57
Son söz olarak Türkiye’de cumhuriyet fikrinin gelişimini, bu fikrin ilk çıktığı Fransa ile karşılaştırmak yerinde olacaktır. Ülkemizde cumhuriyetin tesisi Fransa gibi uzun bir zamana yayılmadı. Fransa’da cumhuriyet, kendi içerisinde bir mücadele idi. Türkiye’de ise cumhuriyet, temelleri daha öncesine dayanmakla birlikte esas olarak Milli Mücadele döneminde olgunlaştı. Esas mücadele vatanı işgal eden düşmana karşı idi. Fakat bu mücadelede monarşik gücün işgalciler safında yer alması, bu gücün meşruiyetini giderek kaybetmesine yol açtı. Millet, tam bağımsızlığa giderken monarşik gücün bunu sekteye uğratmaya çalışması, belki de millet egemenliğinin önemini halkımıza daha net gösterdi. Bu sebeple Fransa’daki geri dönüşler ve bunun sonucunda birçok kanlı iç mücadeleler ülkemizde yaşanmadı. Biz, millet olarak o sırada bütün gücümüzü düşmanla savaşmaya vermiştik. İşte tam bağımsızlık için verilen savaş, bize aynı zamanda milli hakimiyetin milletin kendi eliyle kullanılmasını da getirmişti.
Sayfa 60
Anayasal Monarşi
1918’de devletin yönetim sistemi meşrutiyetti. Meşrutiyet de aslında monarşinin bir başka çeşidiydi. Bu yönetim sisteminde başta padişah bulunur, ama onunla birlikte bir meclis ve bir hükümet görev yapar. Ayrıca bir anayasa da bulunur. Padişahın yetkileri ve gücü, meclis ve hükümet gücüyle sınırlandırılmıştır. Bu sebeple bu sisteme anayasal monarşi de diyebiliriz.
Sayfa 42
Öküz/Ögüz
Ceyhun ve Fırat gibi olan her ırmağa verilen isimdir. Bu kelime, yalnız olarak söylendiği zaman Oğuzlarca “Benegit Irmağı” anlaşılır; çünkü şehirleri onun kenarındadır. Göçebeleri dahi bu ırmağın kenarına inerler. Türk ülkesinde bulunan birçok sular, dereler “öküz” adıyla anılır. Sınır üzerinde bulunan bir şehre dahi bu ad verilerek “iki öküz” denilmiştir. Bu şehir “İla” ile “Yafınç” dereleri arasında bulunur.
Sayfa 59 - Benegit de Seyhun olabilir denir. “İla”ya Besim Atalay, “Ceyhun olabilir.” diyor.
Reklam
216 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.