Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.32
t
Tarihi Kurgu
Kitap, Osmanlı sadrazamı Sokollu Mehmet Paşa tarafından Bosna'da yaptırılan Drina Köprüsü'nün inşasından Birinci Dünya Savaşı'na kadar geçen süreci sunmuş bize.
Yüzyıllar içinde bölgede yaşayan farklı toplulukların maruz kaldığı işgaller, savaşlar, isyanlar, salgınlar, doğal afetler... Yine yüzyıllar içinde değişime uğrayan insan ilişkileri, hayat tarzları, toplum yapısı, gelenekler... Bunların hepsinin yansımasıyla duygu yoğunluğunun seviyesi epey yükselmiş.
Tasvirleri çok başarılıydı ki okuduğum satırları gözümde canlandırmakta hiç zorlanmadım.
Zaman zaman zor ilerleyen bir kurgu olsa da genel olarak sade ve anlaşılır bir dili vardı. Döneme ait efsaneler ve hikayeler de anlatıma ayrı bir keyif verdi.
Tarihi kurgu sevenlere kesinlikle tavsiye ederim.
Keyifli okumalar...
"Ama işte, başkalarının acıları canımızı kendimizinkiler kadar yakmazdı." #alinti
Yemek yemek hepimizi en mutlu eden bir eylemdir. Bir de yemek yediğimiz için üstüne para aldığımızı düşünürsek mutluluğumuz çifte katlar sanırım.
Ama ya bu yemekleri bizden sonra yiyecek asıl yemek sahiplerine bir zararı olmasın diye , içinde zehir olup olmadığını anlamak için yiyorsak? Her bir lokma fazlasıyla boğazımıza dizilir sanırım.
Rosa Sauer ve diğer 9 kadının SS karargahında ki görevleri işte tam da buydu. Hitler'in yiyeceği yemekleri ondan önce yemek. Yemekler üzerinden yapılacak suikastlere bu kadınlar aracılığıyla engel olmak.
#kurdunsofrasi 1943 yılı Almanyasında anne ve babasını kaybetmiş, daha evliliğinin ilk yılında kocasını 2. Dünya Savaşı için askere yollamış 26 yaşında gencecik bir kadının gerçek yaşam hikayesinden esinlenerek yazılmış.
O zamanın insanlarına, acılarına, gözyaşlarına, sırlarına, umutlarına, arkadaşlıklarına, aşklarına pişmanlıklarına götürüyor bizi.
Ruhsal olarak yaşananları düşünmek okuru yorsa da, kitap hızlı ilerliyor. Merak ve hüzün bir arada ilerliyor.
Okuyanın aklında kalbinde yer edecek kitap Uluslararası Çok Satanlar listesinde.
Gerçek yaşamlardan esinlenerek yazılan tarihi kurgular seviyorsanız okumanızı tavsiye ederim.
"Bir insan hayattayken bile var olmayı bırakabilirdi." Diyor Rose.
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Hadi yorumlarda buluşalım.
#rosellapostorino
Ayşe Kulin kitabında İkinci Dünya Savaşı döneminde yaşanan, tarihin en acımasız gerçeklerinden biri olan Naziler tarafından sıkıntı gören Fransa'da ki Yahudilerin uğradığı zulümleri, bir türk kızı olan Selva ve bir yahudi oğlu olan Rafael arasındaki yasak evlilik üzerinden hikaye eder.
Yine yazar bu savaşın dışında kalmayı, ince dengeleri koruyarak sağlayan Türk diplomatlarının, eziyet gören yahudi mültecileri kurtarmak için ortaya koydukları gayret ve çabaları da, bu acıklı hikaye üzerinden nakletmektedir.
Keyifle, hiç sıkılmadan okuduğum bir kitaptı :)
"Bir şey vardı çözülmeyi bekleyen, gizemli şeyler oluyordu, kimin dost kimin düşman olduğunu anlamanın çok zor olduğu bir süreç yaşanıyor gibiydi. Uyanık olmak ve oyuna gelmemek gerekiyordu." #alinti
Tarihî boyunca gizli ve açık düşmanlar ile mücadele eden ve etmeye devam eden ülkemizin içinde bulunduğu durumu anlatan bu cümle kitap
Yaseminler Tüter mi Hala, Alev Alatlı'nın bastırmış olduğu ilk roman. Aynı zamanda Kıbrıs Harekatından kısa zaman sonra yazılmış bir kitap. Alatlı bir konuşmasında kitabı o dönemlerdeki Kıbrıs'ı ve Kıbrıs'ın yaşamış olduğu içler acısı serüveni anlatmak için yazdığından söz eder. Bir tarafta EOKA örgütü diğer tarafta Haçlı bir Papaz
"Protokoller" 1905 yılında Rusya'da ortaya çıktığında, artık herkes, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını biliyordu. Ve öyle de oldu.Tüm dünyada mutlak Yahudi hükümdarlığı amacı güden "Protokoller", beraberinde cinayetleri, sürgünleri, ihanetleri, tuzakları, yalanlarI ve kaçınılmaz olarak kan ve gözyaşını getirdi.
"Protokoller"i kim kaleme aldı? Nerede ve ne zaman ilan edildi? Neden Rusya'da ortaya çıktı? Rus Devrimi'nin altında yatan gerçek, "Protokoller"mi? Sergius Nilus'un dediği gibi, Siyonizm'i temsil eden sembolik yılanın Kudüs'e dönmeden önce uğrayacağı son durak istanbul mu?
"... bize karşı olan her şeyi ortadan kaldırmayı kendimize görev edineceğiz. Bu amaçla, krallığımızı kurmamıza çeşitli silahlarla karşı koyan herkesi merhametsizce katledeceğiz."
IV.Protokol
"Yahudi olmayanların ölmesini istiyoruz."
III. Protokol
Bunları yazan ya bir cani, ya da bir çılgın. Ancak, bir cani ya da çılgın için olağanüstü bir başarı!... Eğer bu fikirlerin gerçekten tek bir beyinden çıktığını düşünürsek, yazarın ne bir cani, ne bir çılgın, fakat adanmışlık duygusu ve
imanın önderlik ettiği bir beyin olduğu ortaya çıkıyor. Hayal olabilmesi için korkunç derecede gerçek, kurgu olması için son derece mükemmel. "Dünyada Yahudi ırkından daha gizemli, daha ölümcül ve daha ilginç bir başka
ırk daha yoktur."
Yahudi Dr. Oscar Levy.
Yazarın başka eserlerini de okumaya devam edeceğim...
Üçlemenin üçüncü kitabı da okundu. Üçleme de olsa birbirinden bağımsız okumalar da yapılabilir özellikle bu üçüncü kitap ilk ikisinden konu olarak da karakterler açısından da ayrılıyordu. Kendi içinde üç bölümden oluşuyor. Ilk bölümde eski tanıdığım karakterleri göremediğimde üzülmüştüm ilk başta ama sonrasında yan karakterler olarak da olsa (olarak da olsa bi saçma geldi ama toparlayamadım bir türlü ) eklenmeleri sevindiriciydi. Cumhuriyetin ilk yılları ve Serbest Fırka ağırlıklı ilerleyen konusuyla hem bilgi verip hem kurgusal yönüyle de okuyucuya yeni ufuklar sunan başarılı bir eserdi.
Sabırlıysan git oku bence
İki Şehrin Hikayesi - Charles Dickens
Merhaba Fransız İhtilali'nin üç yıl öncesinden başlayarak, nasıl yaşandığı Londra ve Paris yansımalarıyla aktarılmış.
Konuyu başka kaynaklardan öğrendiklerimi de ilave ederek anlatmaya çalışırsam..Öyle bir devir düşünelim ki halkın haklı ve muazzam bir öfkesi var. Tıpkı bir volkan gibi ya da bir
1930'lu yıllarda ulu önder Atatürk, Tahsin Mayatepek'i çok özel bir görevle Güney Amerika'ya gönderdi. Meksika Maslahatgüzarı olarak atanan Mayatepek, bu görev sırasında Atatürk'e acil bir telgraf göndererek, emekli Albay James Churchward'in Mu ve Atlantis Uygarlıklarıyla ilgili dört kitabından söz etti. Atatürk hemen bu kitapların Türkiye'ye getirilmesini ve dilimize çevrilmesini emretti. Daha sonra konuyu daha derinlemesine tartışabilmek için Churchward' Türkiye'ye davet etti ama böylesine uzun bir yolculuğa dayanamayacak kadar yaşlı olan Churchward davete karşılık veremedi.
Bu kitaplarda Atatürk'ü bu kadar meraklandıran ne vardı? Churchward, büyük Uygur imparatorluğu'nu Mu ülkesinin bir koloni uzantısı olarak tanımladığı, somut bilimleri insanoğlunu yanıltmakla suçladığı, bugün mimarileri, astronomi bilgileri ve sahip oldukları ilginç teknolojiyle halâ günümüz bilim adamlarını şaşırtmaya devam eden Aztekler, Mayalar ve Sümerlerin bıraktığı kalıntı ve eserlerin görmezden gelindiğinden șikayet
ettiği kitaplarında bu sorulari yanıtlarken, okurların zihninde çok daha derin sorular uyandırıyor. Bu kitap Mu ülkesinin coğrafi konumunu, kullanmış oldukları sembollerin
günümüzde halen insanlar tarafindan kullanıldığını, dünyadaki farkı kıtalarda yaşamış olan Mısır, Hint, Maya, Aztek, Çin uygarlıkları arasında insanı hayrete düşürecek benzerlikler olduğunu belgeler ve kanıtlarla gün ışığına çıkarmaktadır.
Mimar Sinan'ın yüreğini, düşüncelerini ve hayallarini okuyoruz. Yazardan daha önce İskender adlı kitabını okumuştum. Mimar Sinan adlı kitabını daha çok sevdiğimi söyleyebilirim. Akıcı ve gizemliydi. Tavsiye ederim.
