t

Tasavvuf Edebiyatı

2 üye
Takip
CAN DAMLALARI
448 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Üstâd
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
'ın telif değil, sadeleştirdiği, bir nevi kendi üslûbunu da muhtevaya nakşederek tercüme ettiği, Mutasavvıf Şeyh Safîyüddîn'in -Mevlâna Ali bin Hüseyin- "Tasavvuf hikmetleri ve Evliyâ menkıbeleri"nin iki ana eserinden biri olan
Reşahat
Reşahat
-Can Damlaları alt başlığı altında yayınladığı bir eser. Tasavvufi terim ve mefhumları uzun uzun izah eden Şeyh Safîyüddin, asrında yaşayan evliyadan bizzat şahid olup, gözleriyle görüp, kulaklarıyla işittiği öğüt ve nasihatlar, dersler, ve hikmetli menkıbeleri anlatmış. Abdulhâlik Gücdevâvi Hazretleri'nden Tarikatın temel ölçü ve kavramlarını nakletmiş, son bölümde ise kendi şeyhi Hoca Ubeydullah Taşkendî Hazretlerini ve onun çocukları, ve halifelerini, hatıralarını nakletmiş... Taasavvuf ve tarikat tahlil, teşhis, tesbit ve farklı meşreplere göre tarif edilmiş bir Tasavvuf edebiyatı klasiği... Tercüme ve sadeleştirmede dil ve üslûb çok güzel... Tavsiye edilir...
Vakur Çayseven
Vakur Çayseven
Reşahat
ReşahatNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 2012233 okunma
RECEBİYYUN...
Tasavvufta RECEBİYYUN diye anılan bir tâife var ki, "heykeli var, kendi yok" ifâdesi, bana onları hatırlatır: Receb ayı boyunca, ne yaptığını, ne işlediğini, nereye gittiğini bilmeyen, bildiğimiz soydan şuuru yerinde değil insanlar. Bu ay geçince kendilerine geliyorlar ve şer'i mükellefiyet içine giriyorlar; komadan çıkar gibi. Anlayabildiğimiz bu kadar.
Sayfa 354 - XXVI. SIFIR NOKTASINDA, -DÜŞÜNEN ADAM HEYKELİ- İBDA Yayınları
Reklam
218 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Serdar Özkan'ın ilk okuduğum kitabı oldu. Kalemi sade, anlaşılır ve samimi. Kitap bölümlerden oluşuyor akıcı bir şekilde ilerliyor. Konu itibariyle İtalyan bir ressamın gördüğü rüyadan sonra yolculuğa çıkıp, önce İstanbul'a, daha sonra Konya'ya gidip, Hz Mevlana ile tanışmasını anlatıyor. Ben Hz Mevlana'yı seven hatta ufaktan Mesnevi okumalarına başlayan biriyim. Bu yüzden kitabın kapağı bile beni cezbetti. Tasavvufa ilgiliyseniz okumanızı tavsiye ediyorum.
Rumi'nin Bildiği Aşk
Rumi'nin Bildiği AşkSerdar Özkan · Artemis Yayınları · 2013358 okunma
Şairin dil özellikleri değerlendirilirken yaşadığı devir göz önünde bulundurulmalıdır. Bugün anlamakta zorlanabileceğimiz şiirler olacaktır Fakat 17. yüzyılın tekke ve tasavvuf kültürüyle yetişen, iç içe olan halkının bu şiirleri kolayca anladığı bir gerçektir. Aşağıya aldığımız bentte de görüldüğü gibi Fenayi de hiç şüphesiz halkın anlayabileceği bir dil kullanma çabasındadır. Fena dünyaya aldanma Bu mevcudat kalur sanma Bugüni yarına salma Digil ya hu vü ya men hu
Sayfa 20 - KAKNÜS YAYINLARI - üsküdar kitaplığı serisi: 5 - 1. Basım - Mayıs 2004 - İstanbul
Ön Söz
Eğer bir şair şiirinde def, ney, şarap, sevgili gibi mecazlı kavramlar kullansa, bunları halk arasında kullanılan anlam­larına bakarak şarap, çalgı, kaş, göz sanmamak lazımdır.; çünkü tasavvuf dilinde her sözün ayrı bir anlamı, her ismin başka bir yeri vardır; her sözün farklı bir yorumu, her yorumun farklı bir ifade biçi­mi vardır.
Sayfa 8·Kitabı okudu