t

Tasavvufi hikaye

0 üye
Büyüklerin Kerameti
Büyük Allah dostları hem hayattayken hem de vefat ettikten sonra etraflarını ışık saçmaya devam etmişlerdir. Kendilerindeki güzelliği yaşamışlar ve insanların da yaşamalarına vesile olmuşlardır... Hacı Bayram-ıVeli'nin doğduğu Zülfadl köyünden bir genç askere çağrılmıştı, yetim olan bu temiz genç babasından kalma birkaç altınını annesinden kalan hatıra bilezik ve küpeleri emanet edecek bir kimse bulamadı. Hepsini küçük bir çekmeceye koyup Hacı Bayramı Veli'nin türbesine getirdi. Türbeyi ziyaret edip, "Ya Hacı Bayram-ı Veli hazretleri ! Beni vatanî vazifemi yapmak için çağırdılar, annemden ve babamdan kalma şu hatıralara emanet ederek kimse bulamadım. Bu küçük kutuyu zat-ı âlinize emanet bırakıyorum. Eğer askerden dönersem gelir alırım şayet dönemezsem İstediğiniz bir kimseye verebilirsiniz" diye münacat etti. Sonra kutuyu sandukanın kenarına koyarak ayrıldı. Aradan yıllar geçti ,gencin askerliği bitti ve genç emanetini almak üzere Hacı Bayramı Veli hazretlerinin yanına geldi. Ziyaretini yaptıktan sonra kutuyu koyduğu yerde buldu hiç dokunulmamıştı. Orada türbeyi bekleyen türbedâra "Bu kutu benimdir askere gitmeden önce emanet bırakmıştım şimdi alıyorum" deyince türbeder; -Tabii alabilirsen al çünkü ben bir defasında bu kutunun yerini değiştirmek istedim. Fakat bütün uğraşmalarıma rağmen yerinden bile oynatamadım. Bunda bir hikmet olduğunu düşünerek bir daha elimi bile sürmedim. Genç, kutunun yanına gelip Hacı Bayramı Veli hz ne teşekkür etti ve emanetini alarak köyüne gitti...
Sayfa 23