Bir gün Müslümanların nasıl ibadet ettiklerini görme fırsatım oldu. Bazı insanların hor görebileceği bu ibadet şekline ben hayran kalmıştım. Bu ibadet, gün içinde pek çok kez yaptıkları dua şeklindeki ibadetten biraz daha geniş bir uygulamaya sahipti.
Bahsettiğim ibadet, Müslümanların bir gün doğumundan diğerine kadar belli aralıklarla günde beş kere uyguladığı ibadetti. Bu ibadete hazırlanırken ilk yaptıkları şey su ile kendilerini temizlemekti. Ellerini, yüzlerini, kollarını, baş ve ayaklarını ameliyata hazırlanan bir cerrah titizliği ile ovalayarak temizliyorlardı. Bu uygulamalarının etkisi yalnızca bununla kısıtlı değildi çünkü Müslümanlar Rabblerinin karşısına çıkmak için temizleniyorlardı.
“Bismillah-ir- Rahman-ir-Rahim” (Esirgeyen ve Bağışlayan Allah’ın adıyla) ile başlayıp “Eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve resulühü” (Şahitlik ederim ki Allah›tan başka ilah yoktur. Yine şahitlik ederim ki Muhammed[3] Allah’ın kulu ve elçisidir.) diyerek abdestlerini bitiriyorlardı. Abdest ile iki şekilde temizlenmiş oluyorlardı: dışarının tozu ile kirinden ve günahlarının kalpleri ile ruhlarında bıraktığı karanlık izlerden. Onlardan öğrendiğime göre su üzerlerindeki pisliği/necisi uzaklaştırdığı gibi işlediği günahlardan pişman olan ve onlardan kurtulmak isteyen müminlerin günahlarını da alıp götürüyordu.