t

Tevhid

Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Hamd Allah’a mahsustur. Ben sadece O’na hamd eder, O’ndan yardım ister, O’na iman eder ve yalnız O’na tevekkül ederim. Şahitlik ederim ki Allah’tan başka herhangi bir ilah yoktur. O birdir ve hiçbir ortağa sahip değildir. Kesinlikle bilin ki ileriye gönderilen bir gözcü, kendisini görevlendiren kimselere karşı asla yalan söylemez. Kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayan Allah’a yemin ederim ki ben sadece sizlere değil, bütün insanlara gönderilmiş bir elçiyim. Allah’a yemin ederim ki uyur gibi öleceksiniz ve uyanır gibi diriltileceksiniz. Hepiniz hesaba çekileceksiniz. Daha sonra da ebedi olarak Cennete ya da Cehenneme konacaksınız.” Belâzurî, Ensâbu’l-Eşraf, 1/118; ibnu’l-Esîr, el-Kâmil fi’t-Târih, 2/61.
Sayfa 207Kitabı okudu
İbn-i Kayyim (rahimehullah) “Yalnızca Sana ibadet eder, yalnızca Senden yardım dileriz” (1/Fâtiha 5) ayetinin 6 özelliği kapsadığını belirtir: 1- Yalnızca Allah’a kulluk etmek, 2- O’nun emrine ve insanlar için tayin ettiği yaşama tarzına uymak, 3- Heva ve hevese kul olmamak, 4- Beşerî görüşlere, fikirlere, onların hükümlerine ve izlerine tabi olmamak, 5- Allah’a kulluk hususunda yalnız O’ndan yardım istemek, 6- Bu hususta ne kendisinin, ne de başkasının güç ve kuvvetinden (Allah’tan başka hiç kimseden) yardım istememek.” (İbn-i Kayyim, Medâric, 1/54)
Sayfa 171Kitabı okudu
Reklam
Allah âlemlerin Rabbidir
İnsanların bireysel ve toplumsal hayatlarında söz sahibi olan veya olmaya çalışan, bu özellikleriyle de Kur’ânî bir ifade olarak “Rabblik davasına kalkışmış” olan kişi veya kişiler; ancak yeryüzünün bir kısmında sözlerini geçirebilirler, sultaları ancak yeryüzündedir. Dolayısıyla onların Rablik davasına kalkışmalarına neden olan güçleri ve imkanları sınırlıdır. Halbuki Allah böyle değildir. Sadece yeryüzünün bir kısmında veya tamamında veya güneş sisteminde veya samanyolunda veya maddi varlıkların tamamı üzerinde değil, bütün bunların yanı sıra madde dışı varlıklar üzerinde de güç sahibidir. Çünkü hepsinin yaratıcısı ve sahibidir. Bu ve diğer başka nedenlerle tüm bunlar üzerindeki yegane otorite O’dur. O bütün bu âlemlerin Rabbidir.
Sayfa 169Kitabı okudu
Tevhid, kişiyi yaratılmışlara kul-köle olmaktan, onlara bel bağlamaktan, onları korku ve ümit duyulacak makam olarak görmekten, ameli onlar için yapmaktan kurtarır. Gerçek anlamda izzet ve şeref budur. Böylelikle kul, tek ilah olarak Allah (subhânehu ve teâlâ)’yı tanıyıp kulluğunu bir tek O’na arzeder. O’ndan başkasına ümit beslemez. Yalnızca Rabbinden korkar, haşyet duyar. Yalnızca O’na yönelip tevbe eder. Böylece kul felaha/necata/kurtuluşa erer.
Sayfa 41 - Guraba yayınları
Geri120
205 öğeden 201 ile 205 arasındakiler gösteriliyor.