t

Tıp Tarihi

Ruh hastalarına, hayvanların cinsel organları ya da bezlerinden hazırladıkları ekstreleri enjekte ettiler. Örneğin koyunların tiroid bezinden elde edilmiş ekstre enjeksiyonları, ateşi yükselten, kilo kaybettiren ve eritrositopeni doğuran, ama sık başvurulan bir tedavi biçimiydi.
Mısır tıbbına göre, hastalıkların büyük kısmı fazla yemekten kaynaklanmaktaydı. Diodorus’un Mısırlılardan aktardığı şu cümle bu düşünceyi özetlemekteydi: “Yediklerimizin dörtte biriyle vücudumuzu, kalan dörtte üçüyle de hekimleri besleriz."
Reklam
“zıtlar zıtlarla iyileştirilir” (contraria contrariis curantur) “benzer benzeri tedavi eder” (similia similibus curantur)
“Yarasını ben sardım, şifasını Tanrı verdi.” (“Je le pansait, Dieu le guairit.”)
Sayfa 170Kitabı okudu
Mısır toplumunda, dini inançlar gereği, bedenin, yiyeceklerin ve evlerin çok temiz olması gerekiyordu. Başta din adamları olmak üzere herkes temizliğe özen gösterirdi. Vücuttaki bütün kılları üç günde bir tıraş etmek, günde iki defa yıkanmak, zararlı sayılan hayvanları yememek, suları kaynatarak içmek günlük hayatın temel prensipleri arasındaydı.
Reklam
İslam medeniyeti, XII. yüzyıldan itibaren eserlerinin Latince’ye tercüme edilmesiyle Avrupa’yı uyandırdıktan sonra yaratıcılığını kaybetmeye, XV. yüzyıldan itibaren de kendini tekrar etmeye başlamıştır.
Sayfa 193Kitabı okudu
“İlmin vatanı yoktur, her alimin vatanı vardır.”
Çin tıbbının en önemli tedavi metodu akupunktur’dur. Latince acur (iğne) ve punctura (batırma) kelimelerinden meydana gelen akupunktur’un Çince karşılığı cincou’dur.
Düşünceler bütün çağlar için geçerli değildir.
133 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.