t

Tıp Tarihi

0 üye
Düşünceler bütün çağlar için geçerli değildir.
20. yüzyılın başında ağırlıkla ruh hastalığının bir zehirle meydana geldiği, antidotuyla düzelebileceği düşünülüyordu. Ruh hastalığı diye bir şey yoktu, bazı kişilerin çevrelerine uyumlarında yeteneksizlikleri vardı. Bu nedenle “müzmin”, “şifasız” sözleri kullanılmamalıydı. Tedavi edilebilenlerin oranı artmadığı halde, psikiyatrinin altın çağına girdiği kanısı hakimdi.
Reklam
Hastalığı şöyle tarif etmiştir: “Değişmiş şartlar altında tehlikeye maruz kalmış hayattan başka birşey değildir, bu değişik şartların yarattığı bozuklukların önce hücre ve özellikle onun şeklinin bozulmasıyla kendini gösterir.”
Sayfa 182Kitabı okudu
Hititçe’de, öznesinde daima bir tanrı, cin veya kötü ruh saklı olan iştark kelimesinin karşılığı hasta olmak idi.
Hayatının son yıllarını Hemedan’da geçiren İbn Sina 57 yaş gibi, bilim adına daha çok şey yapabileceği bir yaşta kölesi tarafından zehirlenerek öldürülmüştür.
Sayfa 136Kitabı okudu
Aristoteles, “Zorlama ile, saplantı ile ya da bilinçsizce gerçekleşen, istemsizdir!” demişti
Reklam
123 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.