t

Tıp Tarihi

20. yüzyılın başında ağırlıkla ruh hastalığının bir zehirle meydana geldiği, antidotuyla düzelebileceği düşünülüyordu. Ruh hastalığı diye bir şey yoktu, bazı kişilerin çevrelerine uyumlarında yeteneksizlikleri vardı. Bu nedenle “müzmin”, “şifasız” sözleri kullanılmamalıydı. Tedavi edilebilenlerin oranı artmadığı halde, psikiyatrinin altın çağına girdiği kanısı hakimdi.
“İlmin vatanı yoktur, her alimin vatanı vardır.”
Reklam
Çin tıbbının en önemli tedavi metodu akupunktur’dur. Latince acur (iğne) ve punctura (batırma) kelimelerinden meydana gelen akupunktur’un Çince karşılığı cincou’dur.
Düşünceler bütün çağlar için geçerli değildir.
Hastalığı şöyle tarif etmiştir: “Değişmiş şartlar altında tehlikeye maruz kalmış hayattan başka birşey değildir, bu değişik şartların yarattığı bozuklukların önce hücre ve özellikle onun şeklinin bozulmasıyla kendini gösterir.”
Sayfa 182Kitabı okudu
İbn Sina'ya göre, ilkbaharda depresyonlar artar. Eğer hastalık mevcutsa hasta daha da kötüleşir. Kışın sara, kronik baş ağrılarında artış görülür. Yazın krizler artar. Sonbaharda ise kara safranın artışına paralel olarak vücutta genel bir dayanıksızlık, zaaf hali görülür; nöbet şeklindeki hastalıklar artar. Dolayısıyla hekim teşhis ve tedavide mevsimleri ve mevsim farklarını göz önünde bulundurmak zorundadır.
Sayfa 139Kitabı okudu
Reklam
143 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.