Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
t
Tıp
3 üyeAmigdalanızı sevin :D
İki erkek çocuğu olan bir Nöroloji profesörü annenin , çıkmaz olabilecek kadar zor olan ergenlik üstüne hem bilimsel, hem duygusal , hem anaç bir tavırla yazdığı çok hoş bir kitaptı. Kendisi de anne olduğu bu işin içinde olduğu halde yani nöroloji, beyin fonksiyonları gibi durumları bildiği , o şekilde yaklaştığı halde gerçekten dayanılmaz ve yorucu süreçler olduğunu kabul ediyor yazarımız.
Ergenler uzaydan mı geldi ? Elbette uzaydan gelmediler :D evimizde büyüyen an be an büyümesine şahit olduğumuz küçücük bebeklerimiz büyüdü :) beyinsel gelişimi , duygusal , hormanal değişimi başladı. :) O artık bir ergen , çoğu kez bağıran, sizin söylediklerinizi duymayan asabi , bazen çok duygusal bir ergen. Ve bunların sebepleri nöronlar. Kesinlikle kasıtlı olmayan yani kasıtlı olarak yapmadığı, bilincinde olarak davranmadığı bir dönem ergenlik dönemi. Ben bu kitaptan en önemli sonuç olarak bunu çıkardım. Aslında farkında değiller çünkü duygularıni kontrol eden amigdalaları gelişmedi gelişme aşamasına geldi ve çabalıyor.
Ergen çocuğunuzun yaptığı herhangi bir aşırı davranış için icinizden 10 a kadar sayıp sonra ona öyle yaklaşın diyor doktorumuz. Kesinlikle güzel bir yöntem deneyeceğim.
Ergen olacak 3 erkek çocuğum için okudum bu kitabı :) öneren sevgili hocam burada değil. Ama onada teşekkür ediyorum burdan :D
Bilimsel verilere dayandırılarak anlatılmış olan bu kitaptan çok fazla duygusal veri alarakta ayrılıyor bulunmaktayım. Kitaplarla kalın okuyucu arkadaşlarım.
#SPOİLER#
Yeni mezun, tecrübesiz bir doktorun taşraya atanmasıyla birlikte içindeki korkular ve tedirginliklere şahit oluyoruz. En büyük iki korkusu, fıtık ve ters doğum vakası gelmesi ve o durumda ne yapacağı... Kitap boyunca o kadar uzun zaman bu korkuyla yaşıyor ki, ve de çok iyi yansıtıyor bunu yazar, ben de bir süre sonra onunla birlikte
Yazılım hatalarım varsa,aff ola
Ben de bir tıp öğrencisiyim. Galiba bu yüzden bu kitap hakkında fazla bir şeyler yazamayacağım. Çünki kitapı okuduğumda her ne kadar çabalasam da obyektiv olamadım,malesef kahramana karşı. Tıp öyle her aklınıza esdiğinde esnete bileceğiniz bir yer değil malesef,bunu bir kere yapınca arada saysız zincir kopukluğu olur ve bunu ruhunuz bile duymaz ta ki, bir vakayla karşılaşana kadar.Tıp okuduğunun gerçekten bilincinde olan biri asla derslerini aksatmaz:)Yani kahraman bencil.
Tüm bunların yanı sıra kitapda geçen bazı kısımlar beni rahatsız etdi hemde aşırı derece.Mesela karakterin iç dünyası, insanlara bakış açısı tüm bunların yanında kendisine olan bakış açısı bil hassa.
Okumasanız bir şey kaybetmezsiniz, zira hangi kitabı okumayınca bir şey kaybediyoruz ki, okumak istiyorsanız okuyun:)
Kadın Doğum Stajı alırken okumaya başladığım kitap.
Dersler bittikten sonra okuduğum için öğrendiğim tüm konuların somutlaştırılmış hali gibiydi ve çok verimli oldu.
Pratisyen hekim olduğumuzda doğum yaptıracak yetkinliğe sahip olmamız bilincine ulaştırıyor, bunu hatırlatıyor.
Bu açıdan varsa kararsız kalan tıp öğrencisi olarak okumalı mıyım diye düşünen, bence okunmalı :)
İnsanların 'Doktorlar para için sezeryan yapıyor ' gibi söylemlerle sürekli her şeyden doktorları sorumlu tutmalarına karşın hocalarımızın malpraktis davaları, şiddet gibi çekinceleri arasında bir köprü kurmuş adeta. Her iki tarafın isteklerini-şikayetlerini iki taraf da birbirini anlayacak şekilde anlatması, kutuplaştırmadan,iki ucu da kötülemeden anlatması çok saygı değer bir çalışma olmasını sağlamış.
Nitekim etraf kendi söylediğini tek doğru kabul edip karşı gördüğü tarafı suçlayan, insanları kutuplaştıran insanlarla dolu zaten.
Benim bu kitapta özet olarak anladığım şey ise;
İnsanlar sürekli sorumluluktan kaçıyor. Hem istediğim olsun hem garanti olsun. Kötü bir şey olursa da sorumlu bir başkası olsun zihniyetine sahipler.
Bu kitap bu açıdan çok değerli. Çünkü hastalar değiştiğinde, bilinçlendiğinde sistem de onların bu isteklerine karşılıksız kalmayacaktır diye düşünüyorum.
Bizlerin de taleplere karşılık verecek kadar - daha fazlası da olur tabiki :) - yetkinliğe ulaşmayı talep etmemiz gerekiyor.
Çok çalışmamız gerekiyor.
360 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir Tıp tarihi ve etik hocasının tavsiye ettiğini görünce almıştım bu kitabı. İyi ki de almışım. Yazar 28 farklı ameliyat öyküsüyle cerrahinin günümüze kadar nasıl geliştiğini anlatmış.
Bu gerçek hikayelerde de Einstein, Papa John Paul, Kraliçe Victoria, J.F. Kennedy, Lenin, Bob Marley, Rıza Pehlevi, Alan Shepard gibi tarihteki ünlü isimleri kullanması kitabı çok daha ilgi çekici hale getirmiş. Öyle ki bunları hastalıkların fizyopatolojisiyle beraber yapılan cerrahi müdahaleleri anlatması sanki bir vaka çalışması yapıyormuş gibi hissettirdi. Ben okurken çok keyif aldım.
Tabi yazar Hollandalı olunca cerrahi tarihinde bize ait çok da bir şey yer almıyor.
Yine de tıp öğrencilerine kesinlikle tavsiye edilir.
Haliyle de kitapta tıbbi terminoloji yoğun sayılır ama yazar vakaları anlatırken genellike tıbbi kelimeleri de açıklamış. Ayrıca kitabın sonunda da mini bir tıp sözlüğü de var. Bu yüzden tıp harici branştan okuyanlar da çok zorlanmayacaktır diye düşünüyorum. :)
İyi okumalar..
584 syf.
·
Puan vermedi
Yazarın Saklı Seçilmişlerden sonra okuduğum ikinci kitabıydı. Bu kitabı okuyacaklara da öncelikle beslenme ve gıda sektörünü, yani kabaca insanları nasıl hasta ettiklerini anlatan Saklı Seçilmişleri okumaları; sonra da hasta ettikleri insanları iyileştirmek için küresel ilaç şirketleriyle nasıl kendilerine muhtaç ettiklerini anlatan bu kitabı
