Nasıl mal ortaklığı ve mal birliği kadın-erkek eşitliğine aykırı bir mal rejimi değilse, eMK'ya göre eşler arasında geçerli yasal mal rejimi olan 'mal ayrılığı' da kadın-erkek eşitliğine aykırı değildir.
Her şeyden önemlisi,tıpkı Avrupa’da olduğu gibi,burada da cadı avı canavarlaştırmanın bir aracı olarak kullanılmış,tam da bu yüzden köleleştirmeyi ve soykırımı meşrulaştırmaya hizmet eden,paradigmatik bir baskı biçimi haline gelmiştir.
Devletin kilise halini aldığı,Reformasyon bölgelerinde (İngiltere gibi) ya da Kilisenin devletleştiği yerlerde (Cenevre ve nispeten İskoçya’da olduğu gibi) kilise ile devlet arasındaki işbirliği çok daha yakın olmuştur.Burada iktidarın bir ayağı kanunları koyar ve uygularken,dini ideoloji de bunun politik çağrışımlarını açıkça ortaya koymuştur.
Cadı avı zirvesine ulaştığında davaların çoğunu seküler mahkemeler görürken Engizisyon’un işlediği ülkelerde (İtalya ve İspanya) idamların sayısı nispeten daha azdı.