Büyük acılar çektikten sonra burukta olsa mutlu sonla biten bir Türk filmi izlemiş gibi bir his yaşadım kitabı bitirdiğimde. Hem öksüz hem yetim bir çocuk olan Jane Eyre , bu konuda oldukça isteksiz olan dayısının karısına dayısı tarafından emanet ediliyor dayı ölünce.
Çok zorlu bir hayat sürüyor Jane Eyre ,bı durum onu yapı olarak hırçınlaştırıyor. Hem sivri dilli hem uysal değişik bir karakteri var.Romanda betimlendiği üzere çirkin ama çok yetenekli,kibar ,becerikli bir hanımefendi.
Roman oldukça akıcı ilerliyor ve yalın bir dile sahip. Okuması keyifliydi diyebilirim.Ama durumu sebebiyle Jane Eyre’nin hayatı dramatik ilerliyor.Sürekli dışlanarak büyütülüyor Mrs.Reed tarafından.Adeta Külkedisi misali.Derken ilerleyen süreçlerde Mr.Rochester ile karşılaşmaları, büyük aşkları ve ayrılıkları.Jane Eyre’nin malikaneden kaçıp Ücra bir köyde öğretmenlik yaptığı sahnede Çalıkuşu’nu hatırlayıp gülümsemekten alamadım kendimi.İkisi de öksüz ve yetim,sevdikleri adamdan kaçıyorlar başka bir lafım yüzünden,hırçın yapı,sivri dil.Reşat Nuri Güntekin bu kitabı okumuş Jane Eyre’den etkilenmiş midir acaba diye düşünmekten kendimi alamadım.Bunlar dışında ikisi de bambaşka romanlar.Belki de hayatlarının benzerliği bu benzerliği doğuruyor olabilir.
Jane EyreCharlotte Brontë · Can Yayınları · 202036,9bin okunma