Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
Kutlu olsun
23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLU OLSUN 🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷
İftiracı Münafıklar
Münafık; aslında kâfir olduğu hâlde Müslüman görünen şahsiyetsiz insanlardır. Bunlar İslam toplumu için çok tehlikelidir. Çünkü menfaatçidirler ve menfaatleri için her şeyi satarlar. Onların bir kutsalı ve temel değerleri yoktur. Dış güçler için casusluk bile yapabilirler. Münafıkların en büyük ve tehlikeli özelliği iftiracı olmalarıdır. Müslümanların canı, malı ve ırzı konusunda sürekli yalan söylerler, iftira ederler ve İslam toplumunu yıpratmak için ellerinden gelen kötülüğü yaparlar. (Bk. Nûr, 24/11-20). Ayrıca onlar Allah ve Resûlü'nün hükmünü kabul etmezler, gerçeği gizlerler ve bilinmesini istemezler, emanete ihanet ederler, Allah için cihad ve savaştan kaçarlar. (Bk. Nür 24/11-20, 47-53).
Reklam
Helak Olan Kâfirler
Allah'ı ve O'nun gönderdiği kitabı peygamberi inkâr eden ve onlara karşı olup düşmanlık eden insanlara kâfir denir. Bu kişilerin temel özellikleri şöyle sıralanır: a. Cehalet: Onlar gerçeği görmezden gelirler. İşlerine geleni bilir ama işlerine gelmeyene gözlerini, kulaklarını, beyinlerini ve kalplerini kapatırlar. Alıcıları tümüyle kapalıdır. Din, onların nefsani azgınlıklarını engellediği, hayatlarına bir denge, bir disiplin getirdiği ve her istediklerini yapmalarına müsaade etmediği için İslam'ı öğrenmek istemezler. b. Kötü fiiler: Bunlar sorumsuz insanlar oldukları için her şeyi yaparlar. Çünkü ilkesizdirler ya da keyfi olarak ilkelerini kendileri belirler. c. Nimetlerle/imkânlarla şımarmak ve kibirlenmek: Bunun sonunda müstekbir (zorba ve zalim) olurlar ve insanları sömürmeye başlarlar. d. Nimetler/imkânlar ellerinden alındığında feryat etmek: Onlar yaygaracıdır ve en küçük bir şeyde bağırırlar, çağırırlar, dünyayı ayağa kaldırırlar.. e. Gerçeği Dinlememek: İnsanın hayatını düzenleyen ve denge getiren yüce kitap Kur'ân okunduğunda dinlemezler ve Peygamber'e düşmanlık ederler. Onlar Cahiliye Dönemi'nde putlarına istediklerini söyletiyorlar ve putlar üzerinden istedikleri gibi bir din oluşturuyorlardı. Bu nedenle de kendileri/kafalacan/hayatları gibi bir peygamber ve kitap istediler; ancak İslam ile birlikte bu keyfilik, insanları kandırma,istismar ve sömürü sona ermiştir. (Bk. Mü'minûn, 23/63-77).
Kurtuluşa Eren Müminler
Allah ve Resûlü'ne iman eden kişilere mümin denir. İmanlarının dışa yansıması ibadet ve sosyal hayatta Allah'a kulluk ile olur. Buna göre onların beş temel vasfı vardır; a. İbadet Bilinci : Namazlarını huşu/saygı içinde güzelce eda ederler, zekâtlarını verirler ve Allah yolunda infak etmeyi severler. b. Ciddiyet: Faydasız şeyleri terk ederler. c. Namus Bilinci: Onlar iffetlerini korurlar. Bunun için evlilğin önemli bir kurum olduğuna inanır ve Allah'ın razı olacağı bir yuva kurmaya gayret ederler. d. Emanet Bilinci: Emanetlere ve ahitlerine sadıktırlar ve ihanet etmezler. Onlar güvenilir insanlardır. e. İstikrar: Namazlarında ve diğer ibadetlerinde, davranışlarında istikrarlı ve düzenlidirler. (Bk. Muminun 1. 11)
Dinin Kenarında Olan (İmanı ve teslimiyeti Zayıf) İnsanlar
Allah Teâlâ bu kimseleri kayalık bir yerin ucunda/kenarında duran ve uçurama düşme tehlikesi ile karşılaşan bir kişiye benzetir. Dinin kenarında duran zayıf imanlı kişilere bir mal gelse sevinirler, rahatlarlar ama imtihan vesilesi bir musibet gelirse geriye/cahiliye kafalarına dönerler (ve başlarlar şikâyete, hatta dinden bile dönerler). Böylelerinin dünyaları da, ahiretleri boşa gitmiştir. İşte bu çok kötü, sonu felaket olan bir sapmadır. (Bk. Нас, 22/11-14).
Yeryüzüne Varis Olan Salih Kullar
Tevrat'ta ve Zebur'da Allah'ın kanunu olarak yazılan bir gerçek Kur'ân'da tekrar hatırlatılıyor: Yeryüzüne salih ve temiz kullar hakim olur. Onların en büyük özelliği merhametli ve muvahhid olmalarıdır. Eğer onlar yeryüzüne hâkim olmazlarsa zalimler hâkim olur, bu da dünya için felaket olur. (Bk. Enbiya, 21/105-108).
Reklam
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun.
Allah'ın sevdiği mümin topluluklar
Müminler yeryüzünün şahit ümmetidir. Eğer onlar dinlerini terk ederlerse, Allah hayırlı bir ümmet yaratır, onlar da Allah'ın dinine hizmet ederler. Şöyle buyrulur: يا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا مَنْ يَرْتَدَّ مِنْكُمْ عَنْ دِينِهِ فَسَوْفَ يَأْتِي اللَّهُ بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُ أَذِلَّةٍ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ أَعِزَّةٍ عَلَى الْكَافِرِينَ يُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَلَا يَخَافُونَ لَوْمَةَ لائِمٌ ذَلِكَ فَضْلُ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ "Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse bilsin ki; Allah onun yerine öyle bir kavim/topluluk getirir ki Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler, müminlere karşı mütevazı, kâfirlere karşı dik dururlar ve onlar Allah yolunda cihad ederler, (bundan dolayı) kınayanın kınamasından da korkmazlar. İşte bu, Allah'ın bir fazlıdır/lütfudur. Allah hakimiyeti geniş olan ve her şeyi bilendir." (Mâide, 5/54) Ey mü’minler!) Sizin (gerçek) veliniz (sahibiniz ve destekçiniz) ancak Allah’tır, O’nun elçisidir, (ve yine) rükû ediciler (İslam nizamına boyun eğiciler) olarak namazı dosdoğru yerine getiren ve zekâtı veren mü’minlerdir. Maide 55. Ayet meali
100. yılında
sana dedik ya sıkacaksın kemerini sıkıysa sıkmayacaksın sanki şarttı yaşaman. işler iyidir iyi düşünsene bir yurt sulh içinde sulh içinde cihan açsan da ne gam yerine tokum ya hepimiz birimize sağolsun vatan.
Sayfa 47 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
100. yılında
sana dedik ya sıkacaksın kemerini sıkıysa sıkmayacaksın sanki şarttı yaşaman. işler iyidir iyi düşünsene bir yurt sulh içinde sulh içinde cihan açsan da ne gam yerine tokum ya hepimiz birimize sağolsun vatan.
Sayfa 47 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
zam zam da zam zam tuzu kurulara sorarsan ne gam... dan dini din dan ölen ölsün ki yaşasın yaşayan. bunca "kelle" dikildi bunca nutuk çekildi daha ne istiyorsun git git bak dinle dinle doy artanı cebine koy fazla da dırlanma gariban yakarım ha!..
Sayfa 46 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Elhamdülillah Müslümanım İslam'ın düşmanlarına düşmanım
Kendileri ticaret yaptığını kabul ediyor ama taasubla bağlanan seçmenleri kabul etmiyor yapılan ticareti inkar ediyor veya tevil ediyor. Ayrıca Hiçbir sıfat Müslüman sıfatından daha şerefli ve üstün değildir.Bur yahudi bakanına karşı bile müslüman demeyip Türk demesi tam da Yahudilerin istediği gibi konuşmaktır . Yahudilere karşı en iyi cevabı imanın dinin sana verdiği isimle cevap vermektir. ➡️(Elbette ve kesinlikle Hz.) Muhammed (SAV) Allah’ın Resulüdür; beraberinde bulunanlar (ve kıyamete kadar Onun yanında ve yolunda olanlar) da; inkârcı (zalimlere) karşı şiddetli (cesaretli, mert ve metin), kendi aralarında ise (gayet müsamahalı ve) merhametlidirler. Onları rükû ve secde ederek (her hizmet ve ibadetlerinde sadece) Allah’ın fazlını ve rızasını ararken görürsün. Onların nişanları, (nurlu) yüzlerindeki secde izleridir. Feth 29. Ayet meali ➡️O (Allah) bundan daha önce de, bunda (Kur'an'da) da sizi 'müslümanlar' olarak isimlendirdi... Hac 78. ➡️Bir Zalimyahudi derki Kur'andaki müslümanlar olmadığı için rahatız. Onlar gelsin sonra düşünürüz ne yapacağımizi..
101 varken normal okey oynayan da ne bileyim şimdi
Zulme Karşı Direnen Peygamber (Firavun,Samiri Bel'am)
Bu cüzde Hz. Musa dönemi uzunca anlatılır. Özellikle Hz. Musa'ya düşmanlık eden üç insan üzerinden durulur: Bunlar Firavun, Samiri ve Bel'am'dır. Bu kişilerin kendilerinin sembolik anlamları vardır. Firavun; zalim bir yönetimi, Samiri; insanlara put üreten ve Allah'tan uzaklaştırmaya çalışan şeytani teknolojiyi ve Bel'am
Nice azlar nice çoklara galip gelir. Filistin için Cihad
Bir süre sonra Câlūť'un çok kalabalık ordusunu gördüler, çok korktular ve şöyle dediler: "Bugün bu orduya karşı bizim gücümüz/yapacağımız bir şey yok." Ama içlerinden, imanları çok güçlü olanlar şu muhteşem sözü söylediler; كمْ مِنْ فِئَةٍ قَلِيلَةٍ غَلَبَتْ فِئَةٌ كَثِيرَةً بِإِذْنِ اللَّهِ وَاللَّهُ مَعَ الصَّابِرِينَ "Nice az topluluk, Allah'ın izniyle bir çok kuvvetli topluluğa galip gelmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir." (Bakara, 2/249) Onlara bu şekilde moral verdiler. Sonunda Câlût ve ordusunun karşısına çıktılar. Hepsi şöyle dua ediyordu: رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبَتْ أَقْدَامَنَا وَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ Ey Rabbimiz! (Bugün) üzerimize sabır (ve metanet) yağdır. ayaklarımızı sabit (ve metanetli) kıl. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et/zafer ihsan eyle." (Bakara, 2/250) Ve müthiş bir savaş başladı. Câlût ordusu böyle bir saldırı beklemiyordu. Bu arada Tâlût'un ordusunda bulunan Davud isimli bir gencin, sapanıyla attığı taş zalim Câlût'un başına yarmış ve onu cansız yere sermişti. Bu da karşı tarafın moralini âdeta bitirmişti ve kaçmaya başladılar. Zafer Müslümanların olmuştu.
521 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.