Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türklük ve Türkçe

Profil
Türklük, zor zamanların kıskacından çıkarak günümüze gelmiştir. O nedenle korku karşısında el pençe divan duran kavimlerden olmamıştır. Yiğidine (deli+kanlı) > 'delikanlı' diyen bir toplum, korkunun ritmiyle hayat sürmez. Bu özelliğini tarif eden kadim atasözümüz şöyledir: "Tegirmende togmış sıçgan kök kökreginge korkmas (Değirmende doğan fare, gök gürlemesinden korkmaz)." Merhum Dündar Taşer "Biz çadırımızı sırtlanların yolu üzerine kurmuşuz." sözleriyle adeta zihniyet güncellemesi yapmıştır.
Sayfa 178 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Türkçemizi doğru kullanalım…
Ataların bize miras bıraktığı en güzel iki şeyden biri bugünkü Türk vatanı ise, ikincisi Türkçe’dir. Seni yıkmak için önce onu yıkmanın lüzumuna inanan düşmanlarının yardımcısı olamazsın!…
Reklam
198 syf.
9/10 puan verdi
Seni Seviyorum Türkçe
Son yıllarda okuduğum en sarsıcı kitaplardan birisiydi diyerek başlayayım. İnsan neden kitap okur sorusuna verilecek pek çok cevap vardır bence. Bunlardan birisi ise “değişmek için” olabilir. Yani okuduğumuz eser bizde bir değişim ya da farkındalık oluşturabilmeli, davranışımızı değiştirmeli ya da pekiştirmeli. Süleyman Çobanoğlu’nun Kök
Kök Ekin
Kök EkinSüleyman Çobanoğlu · Ötüken Neşriyat · 202357 okunma
Rusların Türkler Üzerindeki Asimile Politikası
"1917 Ekim Devrimi'nin ardından kurulan Sovyetler Birliği de 'böl ve yönet' ilkesiyle çok sayıda mahalli yazı dili ihdas etti. Bu diller labirentinin yol açacağı anlaşmazlık ve kaos ortamı; Sovyetler Birliği sınırları dahilinde farklı dilleri konuşan, farklı dinlerin müntesibi halkları Rusça konuşan , ateist 'Homo Sovyetus' yaratılması hedefine yöneldi. Bu politikalar , sahip oldukları demokratik avantajlara rağmen çok nüfuslu Türk halklarının dillerini dahi orta ve uzun vadede bütünüyle işlevsizleştirme tehlikesiyle karşı karşıya getirdi."
Musa Yıldız
Aklı Kemal alıntı
Doğrusu şu ki; "Allah" yerine "Tanrı" adının kullanılmasına karşı çıkanlar, ulusal duygudan yoksun Arapçılardır.
Sayfa 37 - İnkılap yayıneviKitabı okudu
Tanrı gökte telakki edilip ölen kimsenin Tanrı katına, yani göğe yükseldiği düşünülür. Bu doğrultuda Soğudca kökenli uştmah "cennet" sözün analoji, yani andırışma yoluyla uçmak şeklinde anlayıp aktaranlar çıkmıştır. Kelimenin öz Türkçecilik adına günümüzde zaman zaman Farsça 'cennet'in yerine kullanılması, esasında tuhaf bir durum oluşturmaktadır. Zira Soğudca ve Farsça, akraba diller olup ortak köke giderler. Dolayısıyla 'cennet' yerine 'uçmak'ı ikame edince ortaya bir özgünlük çıkmaz. Böylesi meselelerde Ziya Gökalp in "Türkçeleşmiş, Türkçedir." yaklaşımıyla hareket etmek en doğrusudur, Pekâlâ Türkçeleşmek ile neyi anlayacağız? Somutundan cevap verelim. Bir kelime, dilimizin ses teknesinde yoğrulmuş ise Türk'ün mana ikliminde kıvam alıp türkü, şarkı, ninni, atasözü, deyim, ilişki sözü gibi kalıplar içinde demlenmiş ise, annelerin dilinde teklifsizce söylenmiş ise o artık Türkçeleşmiştir.
Sayfa 119 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
41 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.