Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
ü
Ütopya-Distopya
3 üyeSelamlar,
Çok yönlü bir okuma ile tanışmakta varmış kısmette!
Bertuğ, milyonluk zengin bir ailenin aşırı raha yaşayan tipte oğlu.. İstediği her şeyi elde etmiş şimdi gözünü Seda’ya dikmişti. Seda ise kendi halinde yaşayan imkanlarıyla okulunu burslu okumaya çalışan bir kız.. Yakın zamanda biricik sevdiği adamı Nejat2ı kaybetmiş ve onun hayaliyle de bir kitap halinde yaşadıklarını yazmaktaydı.. Ev arkadaşı Selin ise onun tam zıttı her gün bir başka erkeğin kollarında gününü gün etmekte arkadaşının uyarına ise kulak asmamaktaydı.
Bertuğ’un bu alkol ve madde alarak da dünyevi zevklerini sürdüğü rahat yaşamı bir gün evinde bulduğu kesik parmak ve not ile tepetaklak olur. Kendini Nadciv olarak tanıtan ve evinin güvenlik sistemini devre dışı bırakarak Bertuğ’u komutlarla etkisini altına alan Katil ile bizde Bertuğ’un geçmişte yaptıklarını ve vicdanını sorgulamasını dehşetle okuruz. Katil’in oyununa boyun eğen Bertuğ gibi Selin ve maalesef ki Seda’yı çok başka sonlar beklemekteydi.
Hikaye burada sona erer biz hesap defterleri dürülür zannederken bir anda her şeyin bir sistemin parçası, hikayedeki olayların ise tanımlanan bir rol, nihayetinde 400 yıl kadar sonrasında bir Distopya içinde buluveririz kendimizi..
Seda kim? Bertuğ kim? Katil kim?
Vicdanınızın sesini duyabiliyor musunuz?
Siz gerçekten kurgulanan bir sistemin küçük yan rollerinden biri olabilir misiniz?
Gerçek sandığınız her şeyden emin olabilir misiniz?
Kafamda deli sorular.. Bu okuma iyi geldi bana! Gizem, gerilim, felsefe ve Distopya daha ne isteyebilirdim ki? Devamı olan Maktul ile sanırım çok bekleyemeyeceğim…Mutlaka tavsiyem
Adem'den Önce
Jack London’ın "Adem’den Önce" adlı romanı, ana karakterin rüyalarında tarih öncesi atalarının yaşamını deneyimlemesini anlatır. Hikaye, anlatıcının modern dünyadaki yaşamı ile rüyalarında gördüğü tarih öncesi yaşam arasında gidip gelmektedir.
Roman, insanın evrimsel geçmişini, ilk insanların sosyal yapısını ve hayatta kalma stratejilerini gözler önüne serer. Jack London, bu eserde insan doğasının kökenlerine, içgüdülerine ve evrimsel mirasına dair derin bir sorgulama yapar.
O kadar gerçekçi bir olay dizisi anlatıyor ki kurgu dışı ütopik yapısını okuyucuya yaşatıyor
Damızlık Kızın Öyküsü
Distopik bir dünya yaratılmış olan kitaplar arasında okuduğum sira dışı olanlardan bir tanesiydi ancak bana çok sürükleyici gelmedi. Bie bölümden digerine geçerken acaba simdi ne olacak merakı uyandırmadı bende bu kitap. Okuyup kendi kararınızı verebilirsiniz.
Dr. Moreau'nun Adası
Gerçekten ütopyanın dibi. Gayet merak uyandıran ve sürükleyici bir kitaptı.
"Dr. Moreau'nun Adası," H.G. Wells'in klasik bilim kurgu alanında oldukça çarpıcı bir kitabı. Deniz kazasından kurtulan Edward Prendick, Dr. Moreau'nun gizemli adasına sığınır. Ancak, adada insan-hayvan hibridleriyle karşılaşır. Dr. Moreau, yaratıkları insan gibi düşünmeye ve davranmaya programlamıştır. Prendick, adada yaşayan bu yaratıkların sırlarını çözmeye çalışırken insan doğası, etik sorular ve bilimsel müdahale konularını keşfeder. Wells'in eseri, insanlık, ahlak ve bilim üzerine derin düşündürücü bir öykü sunar, insanoğlunun doğaya müdahalesini sorgular.
Gayet beğendim tavsiyemdir.
Kadınlar Ülkesi
Gerçekten ütopik bir dünya, kurgulanan fikir 10 numara. Ütopya sevenlerin ilgisini çekecektir. Ancak bazı yerler de çok fazla konuşma yani diyalogların bulunması biraz sıkıcıydı ve maalesef kitabın sonu çarpıcı değildi. Ancak kurgulanan fikri ütopya seven herkes okumalı.
“Bir yerde kötülük varsa,
oradaki herkes biraz suçludur”
"Son Ada, belli bir ülkeyi anlatmamasına karşın, belki de benim en politik romanım.
Türkiye ve dünya hakkında düşündüklerimi, ıssız bir adada yaşayan insanlar, martılar ve bir
diktatör ekseninde yazıya dökmeyi yeğledim. Çünkü milyonlarca haber ayrıntısı içinde kaybolan, gözden kaçırılan gerçeği, uzaklaştırarak, yabancılaştırarak daha kolay anlatabileceğimi düşündüm. İnsanlar yönlendirilmiş bir haber bombardımanı altında gerçeği yalandan, eğriyi doğrudan ayırt etmekte güçlük çekiyor. Zaten büyük kitleler dünü unutur, yarını ise düşünmez, sadece anı yaşarlar. Bu “an” ise iktidarların ve medyanın manipülasyonları ile oluştuğu için genellikle yanlış yorumlanır."
Zülfü Livaneli
Keyifli okumalar.
