y

Yalan Yazan Resmi Tarihçiler Utansın

1 üye
Takip
TARİH ANLAYIŞI...
- "(...) Bugünkü yalan-yanlış tarih anlayışından sağlıklı bir nesil çıkması, kimlik kazanılması çok zordur. Kaynaklara inmeyen tarih yazıcılığı mümkün değildir. Ağzı lâf yapan zekî insanlarınız olabilir, bu hiçbir şey ifade etmez. havanda su döversiniz! Bu büyük bir cinayettir ve Türkiye'de bu yapılıyor..."
Sayfa 25 - Röportajlar, I. Bölüm, Osmanlı ve Roma, Türk Edebiyatı Dergisi, Mayıs 2001. Profil Kiitap
YALAN TARİH NE ZAMAN SUSACAK?..
- "Halâ resmi tarihin aldatmacasıyla bir nesil daha uyutuluyor. Hakiki tarih ne zaman yazılacak?" - "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çalışmalarını, projelerini beğeniyorum, yalnız eğitim hususundaki çalışmalarını başarısız buluyorum. Hep bakanlar değişiyor; fakat müfredat bir türlü değiştirilmiyor. Tarihçi olduğum için biri, evladı tarihi öğrensin diye bana getirdi. Okullarda okutulan tarih kitabını getirdi. İçler acısıydı kitap. Benim bildiklerimle buradakiler bambaşka şeyler. Dedim ki, “Evladım ben kendi bildiğimi anlatırsam sana, sen derste sıfır alırsın.” Geçen sene ortaokulların ve liselerin tarih kitaplarını topladım, kitaplardaki yanlışları belgeleyeyim, raporlayım, Milli Eğitim Bakanlığı’na sunayım diye. Ki bakanlık bu kitapları yeniden yazdırsın. Bugün ders kitaplarımızda tarih diye bir şey yok. Basit tarih konuları işlenmiş. Çocuklara tarihimizi, geçmişimizi öğretemiyoruz, şuurlandıramıyoruz..."
Sayfa 38 - 39, M. Taha İnci'nin Tarihçi Yazar Şükrü Altın'la "Sürgündeki Son Halife, Abdülmecid Efendi" isimli eseriyle alâkalı yapılan, "Bugün ders kitaplarında gerçek tarih yok!" Başlıklı Mülâkat
Reklam
Üniversite Reformu İçin Gelen Alman Akademisyenler
1933’ten itibaren Hitler Almanyasından Türkiye'ye gelen Yahudi akademisyenlerin yanı sıra Nazi rejimine yakın duran akademisyenler de İstanbul üniversitesinde görev yapıyordu. Yahudi hocaların Türkiye'de görev yapmaları Türkiye'nin onlara kucak açtığı şeklinde yansıtılıyor. Gerçekte üniversite reformu için özellikle Almanya kökenli akademisyenler Türkiye'ye davet edilmişlerdi. Aralarında Yahudiler olduğu gibi Nazi taraftarları daha fazlaydı. Bu sürecin devamında 29 Ağustos 1938 tarihinde yürürlüğe konan 2/9498 no’lu kararname ile vatandaşı olan ülkede zulüm gören Yahudiler'in Türkiye'ye girişi yasaklandı. Kapıları açtığın ölçüde counter espionage gücün zayıflar. Yabancı bir ülkede bulunan her yabancı, kendi ülkesinin istihbaratı için potansiyel bir haber alma vasıtasıdır. Nazi taraftarı Alman akademisyenler, üniversitedeki ve ülkedeki genel siyasi durum hakkında Alman elçiliğini bilgilendiriyordu. Örneğin Kimya Profesörü Hans Kröpelin, İstanbul'da Alman eliçiliğinde görevli diplomat von Metzingen’e 1937'de yolladığı mektupta İstanbul Ünivesitesi rektörü ve dekanının masasında Fransızca çıkan Journal de Moskou adında komunist propaganda dergisini gördüğünü raporlamış.
Yalan Yazan Tarihçiler Utansın
Behiç Erkin ve Namık Kemal Yolga gibilerin Yahudileri kurtardığı yalanına inananlar 29 Ağustos 1938 tarihinde yürürlüğe konan 2/9498 no’lu kararname ile vatandaşı olan ülkede zulüm gören Yahudiler'in Türkiye'ye girişinin yasaklandığını hiç mi duymadılar?