Ne vakit bir imkân geçse elimize, tam her şey iyi olacak desek, yine de bekliyoruz. Elimizi kolumuzu tutan da yok üstelik. Korku mu endişe mi, bilmiyoruz. Guy Debord bir kitabında, "Bir şey yapılabileceği sırada istenmelidir; zira ne mevsimler ne de zaman kimseyi bekler," der. Beklemeyin
...
Ömrünün tan vaktini kaçırdım sevgili
Yoksa bilmelisin ki sana doğan güneştim
Bize denk gelmeyen dünya dönsün hala
Güneşin değilsem de gönlündeki ateştim
Sel
Neden muzları diğer meyvelerle
birlikte saklamamak gerekir?
Muzlar olgunlaştıkça etilen adında bir gaz
salgılar. Etilen, doğal bir bitki hormonudur.
Hücre duvarlarını parçalayarak, nişastaları
şekere dönüştürerek ve meyvenin asitliğini
azaltarak olgunlaşmayı sağlar. Elma ve armut
gibi bazı meyveler de etilen salgılar ve aynı
zamanda etilenin etkilerine karşı hassastırlar.
Bu nedenle, bu meyveleri bir arada saklamak
olgunlaşmayı hızlandırarak meyvenin daha
çabuk yumuşayıp kararmasına neden olur.
Bununla birlikte, portakal, limon ve birçok
taneli meyve etilen salgılamaz ve ona tepki
vermez. Bu yüzden diğer meyvelerin yakınında
saklansalar bile erken olgunlaşmazlar
Tanesi 10-15 tl arasında değişen palamut balığının, tane adedi 35 tl olmuş durumda. Üç yanı hatta 4 yanı denizlerle çevrili bir ülkede,
somon balığı fiyatına palamut yiyoruz. Gerekçe olarak, denizlerdeki beklenmedik fırtınalar gösteriliyor. Sonra bu milletin kafası neden çalışmıyor? Elbette çalışmaz. Metafizik afyonlarla zehirlenen bir toplumun, tek panzehiri balık, o da işte bu durumda.