Aslında sana hatırlatmam gereken başka şeyler de var güzelim. Birçok kez bana başından geçen şeylerden sonra artık hiçbir şeye inanmanın mümkün olmadığını söylemiştin. Ben de sana gerek hayatımın gerekse yaptığım çalışmaların beni aynı sonuca ulaştırdığını ifade etmiştim. Sonra sana şunu sormuştum: 'Eğer kişi hakikatin aslında erişilemez bir şey olduğunu hatta herhangi bir hakikatin var olmadığını öğrenirse ne olur?' Verdiğin cevabı hatırlıyor musun?" "Hatırlıyorum, İbni Sabbah. Şöyle bir şey söylemiştim: 'Eğer kişi insanların mutluluk, sevgi, sevinç olarak tanımladıkları şeylerin tamamıyla yanlış temeller üzerine inşa edilmiş varsayımlar olduğunu keşfederse yüreğinde derin bir boşluk bulur. Onun için bu büyük boşluğu doldurmanın yegâne çaresi de gerek kendisinin gerekse de başkalarının kaderleri üzerine kumar oynamasıdır. Bunu başarabilecek yeteneğe sahip birinin gücü her şeye kadirdir."
Her yürek ses veren bir uçurumdur zaten. Belki de kendi yüreğine dayanır kulağın. Duyarsan eğer, sahiden duyarsan, bundan sonra daha iyi olursun. Kendi hayatına ermiş olursun. Lakin herkes kendi uçurumunu yüreğinde taşır kızım...