“Güllü dîbâ giydin amma korkarım âzâr eder
Nâzenînim sâye-i hâr-ı gül-i dîbâ seni”
-Yani, “İpekten gül desenli bir elbise giymişsin. Ama kumaşın üstündeki gülün dikeninin gölgesi seni incitir diye korkarım.”
Ali Emiri merhûm sevdiği ve hoşlandığı birinden bahsederken “Gül yaprağıdır nüsha-i Kur’an arasında” der imiş. Ne güzel bir söz.
# Eski devir efendileri
Zarafet yüzeysel bir şey değil, insanın yaşamına ve işine şeref katmak için başvurduğu bir yöntemdir.
Zarafet en rahat duruş olmayabilir, ancak atışın kusursuz olması için en uygun duruş odur.
Öncelikle Søren Kierkegaard ilk deneyimlediğim filozoftur ve bu nedenle yeri ben de oldukça başkadır. Uzun yıllar önce okuduğum Ya/da kitabını az çok anımsadığım için yazarın pek çok kitabını okuma kararı almıştım. Baştan Çıkarıcının Günlüğü bu kitaplardan biri idi. Geçmişe uzandığım vakit ne kadar iyi bir seçim yaptığımı bir kez daha anladım.