Birbirine ters düşen öyle çok şey gördüm, birbiriyle çelişen öyle çok şey duydum ki! O görmeler yüzünden gözlerim, eşyanın yüzeyinde, ruhu özü örten o ince ve sert kabukta aşındı. Artık hiçbir şeye inanmıyorum, hattâ şimdi eşyaların ağırlığından, sabitliğinden, açık seçik gerçeklerden şüphe ediyorum. Avludaki taş havana parmağımla vursam ve sorsam: sabit misin, muhkem misin? Evet! diye cevap verse bilmem inanır mıyım!
"İnsanlar kendileriyle benzer bir ayrışmışlık seviyesine sahip, ancak savunma tarzı zıt kişilere aşık olma eğilimindedir: İstismarcıyla kurban, sadistle mazoşist gibi."
"Yaşantıların zıtlığı nedeniyle, mutluluğun, güzelliğin, tazeliğin arka yüzleri genellikle çirkinlik ve kötülük oluyor: Bu gerçeğe yaşamda adım başı rastlanıyor."