Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
SOSYAL BEDENE SİRAYET EDEN AHLAKİ VİRÜSLER
ihtiyaçtan satılık denilince ''dur satma al ihtiyacını gider'' demek yerine, yok pahasına alıp ''Abi! adam sıkışmıştı bastırıp bedavaya aldım'' diye hava atılıldığı yerde, bu konuşma hiç yadırganmıyorsa; hatta ''vay be helal olsun'' diye onaylanıyorsa virüs çoktan bedene girmiş ve çürüme başlamıştır.
Konuşma,düşünmeden konuşma,kırma.
Reklam
Edebiyat konuşma sınavı konuları verirmisiniz??
Uzun lâkin çok öte... Rûh bağı...
Yeryüzü şartlarında hiç karşılaşmamış iki kişi... Karşılaşmaları hiçbir hesaba göre imkân dâhilinde görünmeyen şartların çevrelediği bir yaşantı parçası... Tümüyle iki ayrı dünya ve tümüyle iki ayrı dünyanın insanları... Onları kim buluşturabilir? Gene bu dünyamızın tuhaflıklarındandır: onlar, binlerce kilometre uzakta birbirini görmeden yaşamış olsa bile, sesin öylesine düzenlenmiş bir ortak tınısı var bulunuyor ki, o tını, bu iki insanın iletişim kurmasını sağlıyor. İletişim, öyle mi? İletişim deyince akla hemen, karşılıklı konuşma veya araçlar marifetiyle birbirine haber salma işlemi geliyor. Hayır, bu, öyle de değil. Daha önce, birbirinin varlığından haberli olmayan bu iki kişi, şaşırmayın, arı yöntemiyle haberleşebiliyor. Birinin kanat sesleriyle yaydığı sözsüz, kelimesiz dalgacıklar o belli kimsenin kulak zarındaki tınıyla buluşuyor? Nasıl mı? İzahı yok. Ama oluyor. O iki insanın dünyasının dışında kalanlar için anlam taşımayan bu ses tınıları, evrenin kurulduğundan o ana gelinceye kadar, salt o iki insanın bu tınıyı tanıması yönünde oluşmuştur. İsteyen buna okyanustaki kelebeğin kanat çırpması da diyebilir...
komple her yer artık twitter. twitter dili etkiliyor yani varlığımızı. olaylara bakışımızı, mizahımızı, öfkemizi, neşemizi, endişemizi belirliyor hatta. bütün sosyal medya hesapları twitter'a dönüştü, oradan çıkınca gerçek hayattaki konuşma dili de buna evrildi. normal iletişim denen şey de kerteriz noktasını sosyal medya kabul ediyor gibi. e zaten hepsi kurgu, çalıştığımız uydurma şeyler üzerine, keyfi okuduğumuz zaten kurmaca, üstüne konuştuğumuz kurgu, üzerimize konuşulan yerler de kurgunun, kurmacanın kendisinin başka bir şey değil. bu basitlik insanı deli eder, yaşadım, çabaladım, ne bileyim daha da yaşama arzusu var yoğun üstelik. daha ulvi bir şey için olmalı, din böyle idrak edildi. her şey çok açık, çok içindeyiz, öyle içindeyiz ki görmesi zor, nefes alması zor. uğruna yaşanacak gibi değil, uğruna da öldürecek cinsten.
Susmak
Susmanın görünüşte tek bir şekli olduğu söylenebilir. Büyüteçle bakıldığındaysa her suskunluğun kendine ait bir konuşma biçimi taşıdığı görülür. Acı içinde susmak, acz içinde susmak, söylemek üzere susmak, söyletmek üzere susmak gibi.
Sayfa 159 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Göğün karanlık denizlerinde yelkenlerini şişiriyor ay Ülkeme bakıyorum uzayıp giden bir gecede Suskun ve boynu bükük yalnızlığında bir sokağın. Elimde henüz açmamış bir gül var Ve boşanmayı bekleyen bir konuşma isteği dilimde Perdeleri çekilmiş, kapıları sürgülenmiş evlerde Yaşayıp giderken halkım.
Sayfa 17 - Kırmızı Kedi Yayınevi - Birinci Basım: Şubat 2015, İstanbulKitabı okuyor
“İnsanları tarafsız gözlemle.Her zaman konuşmaktan çok dinle.Gerektiği yerde sus. Bilmediğini bilen gibi yapandan uzak dur.Sen bilirken susma,bilmezken konuşma. Bilgiyi elde etmek seni mutlu edecektir.Asil insan bunu uygular.”
Biraz somurttum, konuşma isteğim sönmüştü. Şarkı söylesim de kalmamıştı. İçimde şakıyan kuş uzaklara uçmuştu.
..bir nabız gibi atıp duran onunla konuşma isteğiyle baş etmeye çalışıyordum.. Ne zaman biriyle işler yolunda gitmese,, artık eskisi gibi heyecanlanmadığımı,, içimdeki boşluğun kapanmadığını fark etsem,, birkaç gün yalnız kalsam,, içimden yıllar,, pişmanlıklar akmaya başlasa Aylın’ın hatırası tozlu perdelerin arkasından çıkıp bana el sallıyor ..
Sayfa 43 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bana ondan ne zaman bahsedilse, hayatı ve karakteri bu temel veri olmadan anlaşılamazmış gibi, “Okuması yazması yoktu," diye başlardı konuşma hep.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.