• Bir dili konuşmak, birbirinin dilinden anlamak, bir çeşit yakınlık, bir çeşit
bağlılıktır. İnsan dilini bilmediği yabancılarla bir arada kalınca, bağlanmış, hapse düşmüş gibi olur.
• Aynı dili konuşan, nice Hindli ile nice Türk vardır ki, birbirleri ile anlaşırlar,
ahbab olurlar. Fakat iki Türk birbirinin dilinden anlamazlarsa, birbirlerine yabancı kalırlar.
• Halbuki gönül dili, mahremlik dili, karşılıklı içten anlaşma dili, bambaşka
bir dildir. Hiç bir dile benzemez. Gönül birliği, dil birliğinden daha üstündür.
• Gönülden sözsüz, işâretsiz, yazısız, yüzbinlerce ifâdeler, konuşmalar belirir.
İnsan hakları belli bir insanı esas alır, o da Yahudi'dir. Bunun literatürde de yeri vardır. Yani bir Yahudi'nin dünyanın her yerinde rahat yaşaması için gerekli şartlara insan hakları deriz.
Gerçekten sindirerek okuduğum ama okullar açılmadan işe girdiğim ve okullar açıldıktan sonra fırsat bulamadığımdan abartılı uzayan bir süreçte kitabımı bitirdiğim için bu açıklamayı yapmak zorunda gibi hissediyorum kendimi. Okuduğum ikinci Orhan Pamuk kitabıdır ve bayıldığım bir diğer eseridir diye