" beni türk hekimlerine emanet ediniz" deme sebebi bence
Atatürk’ü de Masonların öldürttüğü kesin… Bunlar hep konuşuluyor, zaman zaman medyaya da yansıyor. Çünkü Atatürk’te bir siroz hastalığı çıkıyor ve bir gecede ölüyor...
Turuncu Defter - 4
Her şey o kadar çok konuşuluyor ki, yazıya geçirilecek bir şey kalmıyor geride. İçinde yaşadığımız şu çağ unutmayı çok iyi biliyor -belki de tek niteliği bu. Unutuyoruz ve unuttuğumuz şeylerin yerine hemen bir yenisini koyuyoruz.
Sayfa 105Kitabı okudu
Reklam
·
Not rated
"Şehid ve tutuklular bir elmanın iki yarısı gibidirler. Aynı rengi, aynı tadı, aynı kokuyu taşırlar” Bu, cezaevi idaresi ve cezaevi karakol komutanı tarafından da sıklıkla ifşa edilen bir gerçekti. Temsilci görüşmeleri esansında bizzat 1. Müdür, ya da mahkeme gidiş-gelişlerinde Karakol Komutanı bu gerçeği birkaç kez dile getirmişler ve “MGK’da sizden bahsediliyor, sizin durumunuz konuşuluyor da haberiniz yok” diyerek durumun vahametini ortaya koymuşlar ve birnevi aba altından sopa göstererek gözlerini korkuttmaya çalışmışlardı.
Yusufi Direniş
Yusufi DirenişNaşit Tutar · Dua Yayıncılık · 2013101 okunma
Evcilleşmiş dünyaya karşı vahşi dünya hakkında epeyce konuşuluyor.İnsan olarak gereksindiğimiz tek şey vahşi bir doğa değil;hayallerimizin evcilleşmemiş,açık alanları. Okumak el değmemiş,vahşi şeylerin bulunduğu yer.
Sayfa 138Kitabı okudu
258 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
Merhaba arkadaşlar. Jack Londonun Bəyaz diş romanını hepiniz okuyun ve köpeklerin insanlardan daha güvenilir olduğunun farkına varın. Beyaz diş isimli köpeyin Alaskanın sert soğuklarında acı hayatından konuşuluyor.
Beyaz Diş
Beyaz DişJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202077.4k okunma
Öz Saygı Farkındalığı
"Sha-a-ya-dee-da-na" Tinglitçe bir kelime. Türkçe'de "öz saygı" yı karşılıyor. Ancak kelimenin içi öz saygıya göre oldukça dolu. Bireyin kendi farkındalığı, sosyal çevreyle olan bağı ve problemlerle başa çıkabilmesi... bunları ve daha fazlasını kapsıyor. Tüm bu durumların dil içinde bir kelimeye karşılık gelmesi de elbette yaşanılan çevreyle oldukça ilişkili. Tinglitçe, Alaska'nın kabile yaşamı sürdüren köylerinden birinde konuşuluyor. Coğrafyası sert olan bu yerde haliyle doğayla anlaşabilmek için çok farklı evrilmiş insanlar. "Kabile yaşamı" deyince geri kalmış bir toplum hayal edebilirsiniz. Ya da dünya üzerinde belki kendilerini anlayacak insan sayısı çok azdır belki yoktur. Ama onlar "öz saygı" kavramının farkına varmışlar ve buna göre yaşıyorlar. Aynı farkındalığı ülkemiz adına bekliyorum. Çemberi daha da daraltayım yaşadığımız bölge adına ya da il, ilçe, köy adına. En büyük eksikliğimiz bu çünkü. İnsanlar kendilerine değer vermiyor bu da doğaya, kendilerinden farklı olan insanlara karşı onları acımasızlaştırıyor. Zamanla da hissizleşiyorlar hissizleşiyoruz. Ama unutmamak lazım bir zincir elde edebilmek için küçük halkalar oluşturmak gerek. Kendine saygı duy ya da duyuyorsun. İşte ilk halka sensin...
Reklam
1,000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.