Uzun zamandır okumak istediğim bu kitabı nihayet bitirdim. Kitap bir çok farklı konuya değinmekte ve hoşuma giden ve gitmeyen konular mevcut ancak ayrıntısına girmek istemiyorum. Kitabın eleştirilecek bir kaç tarafı olduğu kesin!
Kitap kahramanı Dorıan Gray, o kadar yakışıklı ki herkes onu nerdeyse bir melek gibi (dışı itibariyle) tertemiz görür. Bir gün arkadaşı Basil tarafından portresi çizilir ve portresindeki gençlik güzelliğine bakarak, ilerleyen yaşamında portrenin yaşlanmasını ve kendi gençliğinin aynı şekilde kalması yönünde duvar eder ve duası kabul olur. Ancak asıl mesele bu duasının kabul olmasıdır zira başına gelen ve işlediği her kötü fiilde bu portrenin etkisi vardır.
Uzun yıllar geçmesine rağmen gençliği hala dipdiri ve taze bir şekilde durur ancak arkada kimsenin bilmediği bir çok kötülük ve hatta cinayet vakası vardır. Buna rağmen herkes onu iyiliksever ve masum olarak görür. Halbuki kendisi baştan aşağı kir içinde ve ikiyüzlüdür. Yaptığı bu kötü şeylerden sonra ruhça bunalıma girer ve her şeyi yok sayarak yeni bir başlangıç yapmak ister fakat beyhude..
Günümüzde Dorıan karakteriyle yaşayan bir çok insan var. Yani iyiliksever bilipte gerçekte ne kadar kötü olan insanlar çok. Genç, yakışıklı, zengin olabilirsin ama ruhun temiz değilse bunların hiçbir önemi yok.
Kitabın en çok sevdiğim yönü bol aforizmalara yer vermesi. Fakat bunların çoğu herkesin katılmadığı sözler olduğu kanısındayım, ki ben de kitapta geçen bazı aforizmalarına katılmıyorum.
Kitap hakkında söylenecek, yazılacak çok şey var. Herkes okumalı ve okuyan herkes kendine göre bir fikir çıkartır.