Bu dünyada hiçbir insanın katlanmaması gereken şeyler vardır. Kalp kırıklığından ölmemiz gerekir ama ölmüyoruz. Bunun yerine hayatta kalmaya, tanık olmaya zorlanıyoruz.
Sayfa 382Kitabı okudu
Benim fikrimce aşk diye ayrı, mücerret bir mefhum yoktu. İnsanlar arasında çeşit çeşit kendini gösteren bütün sevgiler, sempatiler bir nevi aşktı. Yalnız yerine göre isim ve şekil değiştiriyorlardı. Kadınla erkek arasındaki sevgiye hakiki ismini vermemek bir nevi kendimizi aldatmaktan başka bir şey değildi. O zaman Maria şahadet parmağını
Sayfa 107 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
_Mustafa Kemal, bir Türk’tü; Türk olmaktan gurur duyuyor; “Türkiye Türklerindir” parolasıyla yaşıyordu. Ne Tanrı’dan, ne bir kişiden ne de kurumdan çekinmeyen, tam bir devrimciydi. Onun için resmi ya da kutsal olan hiçbir şey yoktu. Türkiye’yi Padişah’ın ehliyetsizliğinden ve despotizminden olduğu kadar, yabancıların pençelerinden kurtarmakla
_Her seçiş bir vazgeçiştir. _Sonunda kendim olabilmek için, değişiyorum. _Ezilenler arasında din adamı yoktur. Din adamları, ezen sınıfların asalaklarıdır. _Oy verdiğiniz hükümet soykırım işlerken siz kurban değilseniz, o zaman kesinlikle işkencecisiniz. _Hepsi birden aynı şeyi düşünmeye neden bu kadar önem veriyorlar. _Düşünmek için zaman
Kasaplarla İş Birliği Yapan Hortlak Tutuklandı
Uğraştığımız olaylar arasında siyasi nitelikten uzak olanlar çoğunluktaydı. Bunların büyük kısmı da hırsızlık, yankesicilik, dolandırıcılık gibi adi olaylardı; ama aralarında bugün dahi hatırladığım zaman güldüğüm, enteresan olaylar da vardı. Meselâ Topkapı dolaylarında geceleri ortaya çıkan bir hortlak ortalığı dehşete vermeğe başlamıştı.
Sayfa 70 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Yalnızca yönetim ve otorite güç ve zenginlik değil Veri ve bilgi de giderek bir avuç insanın elinde toplanıyor Ve gittikçe daha çok insan kendilerini dışlanmış unutulmuş değil de sanki zaten hiç fark edilmemiş gibi hissediyor. ... O halde nasıl oluyor da sosyal medyanın herkese eşit söz hakkı vermesini beklediğimiz bir devirde bu kadar çok insan
Reklam
Günbegün bü­tün dünyada, medya ağı gerçeklerin yerine yalanları koyuyor... Bütün yalanlar tek bir devasa sahtekarlıkta topla­nıyor: hayatın kendisinin bir meta olduğu ve onu satın almaya gücü yetenlerin, tanımı gereği onu hak edenler olduğu varsayımı!
Aklına Nana'nın bir keresinde söylediği şey geldi; her bir kar tanesinin, dünyada haksızlığa uğrayan her kadının ağzından dökülen bir ah olduğunu. Bütün bu iç geçirmeler gökyüzüne yükseliyor, bulutlar halinde toplanıyor, sonra minicik parçalara bölünüp sessizce aşağıya, insanların üstüne yağıyordu.
Aklına Nana’nın bir keresinde söylediği şey geldi; her bir kar tanesinin, dünyada haksızlığa uğrayan bir kadının ağzından dökülen bir ah olduğunu. Bütün bu iç geçirmeler gökyüzüne yükseliyor, bulutlar halinde toplanıyor, sonra minicik parçalara bölünüp sessizce aşağıya, insanların üstüne yağıyordu.
Bu kadar hızlı değişen bir dünyada son gelişmelere adapte olmak oldukça zor. İnsan iki üç kuşak öncesinin ihtiyaç­larına göre şekillenmiş bir değerler manzumesini yeni koşullara adapte etmekte zorlanıyor haliyle. Sürekli önümüze yeni şartlar koyup bu manzumeyi işlevsiz kılan bir dünyada ahlaki çıpamızı bulmakta zorlanıyoruz.
Reklam
Araştırdım, ah, ateşli çabalarla, Felsefe, hukuk ve tıp bilimini, Bir de, ne yazık ki, ilahiyatı! Şimdi de duruyorum burada, bir ahmak gibi, Hiç de akıllanmış değilim. Yüksek ünvanım, doktoram bile var, Ve on yıldan beri öğrencilerimin burunlarını, Kah o yöne kah bu yöne çekiştiriyorum Birşey bilemeyeceğimizi, sonuçta anlamak için! Buna
Yalnızca yönetim ve otorite, güç ve zenginlik değil, veri ve bilgi de giderek bir avuç insanın elinde toplanıyor ve gittikçe daha çok insan kendilerini dışlanmış -unutulmuş değil de sanki zaten hiç fark edilmemiş gibi- hissediyor.
Sayfa 19 - Doğan Kitap
69 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.