Bulgakov'un okuduğum 2. Kitabı. Çok sevmekle sevmek arasında kaldım. Bilim kurgu mu, fantastik mi, komik mi ne bilemedim hatta distoptik de olabilir ya da psikolojiyle sosyolojik bir kitap bile olabilir. Abi adam öyle yerlerden yakalayıp Sovyetleri yerin dibine sokuyor ki bu kara mizah ile uff uf. Bence etkili de olmuş her ne kadar yazar Bolşevik devriminin gazabına uğramamak için köpeği kullanarak yazsa da kitap yasaklıyor ta ki 1987 yılına kadar. Neyse kitaba dönersek köpişimiz var ölmek üzere aç, yarı baygın kendisine yemek veren adama itaat ederek peşinden gidiyor. Ay canım vah kuzum derken işin aslı öle deel. Adam profesör. Köpeğin adını Şarik koyuyor ve onu insana dönüştürüyor. Hemde nakil yapıyor ha Profesör, kısa bir süre önce ölen azılı bir suçlunun hipofiz bezini ve er bezlerini köpeğe naklederek. Tabi aklınıza
Dönüşüm samsa filan geliyor. Şarik aylarca yemediği yemeği bir haftada yiyor yan gelip yatıyor. Bir de arsız küfürbaz dengesiz, alkolik, kadın düşkünü biri olup çıkıyor. Bu alıntıyı da ekleyim; "Şunu anlayın ki, asıl korkunç olan artık köpek kalbi değil, insan kalbi taşıması" profesör çok rahatsız ben seni açlıktan kurtardım bu ne edepsizlik desede Şarik bildiğinden bir parmak geri kalmıyor. O da fikirlerini söylüyor özgürce bunu ifade etmek istiyor biz okuyucu burada bir düşünüyoruz tabi verilen mesajlara. Adam illallah ediyor eleştirilmek istenmiyor senle mi uğraşacağım diyip buna taktığı şeyleri geri alıp eski haline bir lokma için insanların peşinden koşan köpek haline getiriyor. Biraz spoiler vermiş olsam da kitap burada bitiyor. Bence
Mihail Bulgakov işini bilen kurnaz bir yazarmış.Keyifli okumalar.
Köpek KalbiMihail Bulgakov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201922,6bin okunma