Ateş ısıtabilir veya yakıp yok edebilir, su susuzluğu giderebilir veya boğabilir, rüzgar okşayabilir ya da kesebilir.İnsan ilişkileri de böyledir:Birbirimizi hem yaratabilir ve yok edebiliriz hem besleyebilir ve dehşet içinde bırakabilir hemde travma yaşatabilir ve iyileştirebiliriz.
(...) bugün insanoğlu kendini beğenmişliğiyle doğaya inanmaz olmuştur. Yaptığı keşif ve buluşlarla kendisini akl-ı küll sanıyor ve doğanın tüm sırlarını çözdüğünü iddia ediyor. Ama aslında en küçük şeyin mahiyetini bile anlamakta âciz kalıyor. Mağrur insan kendi bilgilerini belge sayıyor ve doğa olaylarının kendi formüllerine göre gerçekleşmesini istiyor.
Şaşılacak bir şekilde, genellikle insanoğlunun en kötü örnekleri tarafından geride bırakılmış duygusal katliamların arasında dolanırken insanoğlunun en iyi örnekleri ile karşılaşırız. Sonuç olarak çocukların fiziksel, duygusal veya psikolojik olarak travmadan kurtulmadan nasıl hayatta kaldıklarını belirleyen şey; etraflarındaki kişilerin, özellikle de güvenmeleri ve inanmaları gereken yetişkinlerin sevgi, destek ve teşvik vererek yanlarında olup olmadıklarıdır. Ateş ısıtabilir veya yakıp yok edebilir, su susuzluğu giderebilir veya boğabilir, rüzgar okşayabilir ya da kesebilir. İnsan ilişkileri de böyledir. Birbirimizi hem yaratabilir ve yok edebilir hem besleyebilir ve dehşet içinde bırakabilir hem de travma yaşatabilir ve iyileştirebiliriz.
Herkes keyifle kahvesini yudumlamaya başladığı sırada Burcu artık zamanı geldiğini düşünerek Zeynep’e döndü ve şöyle dedi:
‘’Canım! Bizi gerçekten çok korkuttun. Yine! Bize neler olduğunu anlatmak ister misin?’’
Arkadaşları meraklı gözlerle kendisine bakarlarken,
"Tamam, tamam! Elbette anlatacağım.’’ diye cevap verdi. Zeynep.
Daha sonra
Kimlerdir bunları, söyle, öldüren,
Sayısız ocaklar yıkıp söndüren?
Akrep mi, yılan mı, kurt mu, kaplan mı?
Ya kuduz bir köpek ve ya sırtlan mı?
Hayır, katil, maktul hep insan oğlu,
Sözde mütefekkir, hassas ve uslu!
İnsan kendisiyle yetinmeyen tek varlıktır, Doktor. Kuş sadece kuştur, çoğalır ve uçar. Ağaç sadece yeşillenir ve meyve verir. İnsan başkadır, hayal etmeyi öğrenmiştir. Var olanla yetinemez. Bakırdan küpe yapması, taşlardan saray inşa etmesi, görünmeze merakındandır. Kent hayal diyarıdır, sınırsız imkan taşır ve insan orada doğanın parçası değil zanaatkarıdır. İnşa eder, kurar, yaratır. Böylece kendisini işler, alet yaparken kendisine de biçim verir. İnsan basit bir mermer parçası iken, kentte varlığını alımlı bir heykele dönüştürmüştür. Eski ham halini bu yüzden alayla anar. Alay onun kutsal inancıdır kentte, kendisi gibi olmayanı küçümser. Toprağı beton, suyu kan, dolunayı mekan yapmak için uğraşır, her şeyi değiştirir. Değiştirdikçe zamanın hızı artar, hız arttıkça onun arzusuna gem vurulmaz olur. Dün tükendi, bugün belirsizdir insan için. Köpek de, sevgi de, ölüm de belirsizdir. İnsan hepsine aynı şüphe ve hevesle bakar.
Yaratan'ın yüreğimize ektiği duygular arasında en az açıklayabildiğimiz ve insanı hayvandan ayıran tek duygu dostluktur; köpek bu ayrımın dışında kalır, çünkü bu hayvanda karşılıksız sevgi duygusu özveriye dek uzanır; kimi zaman bu sadık insan dostu hayvan sahibinin ölümünden sonra yaşamamaktadır.
"Siz buna inanıyorsunuz işte. Yanınıza gelen köpeği iyileştirirseniz iyi biri olacağınıza... Kaçınız dışarı çıkıp iyileştirebilmek için yaralı bir köpek arıyorsunuz peki? Çünkü sokakta onlardan bir sürü var ve her gün ölmeye devam ediyorlar. Hatta bazıları, siz onları alıp sonra sıkılıp yine sokağa terk ettiğiniz için üzüntüden ölüyorlar. İyi insan diye bir şey yok, insanlara ilgili iyi bir şey yok. Yeniden sokağa bırakmak için yarasını sardığınız köpekler üzerinden vicdan muhasebesi sizinki."
Artık köpek sana havlaymca yer den taş alıp fırlatamıyorsun. Öyle hayvana bağırmak, "Git hurdan!" falan demek, korkutur gibi yapmak bile ayıp. Köpek insandan kıymetli. Videoya çekip de internete koyuveriyorlar insanı. Adm hayvan düşmanı oluyor. Köpek sana havlıyorsa karşılık vermeyeceksin, saygı duyacaksın. Isırırsa da köpek haklı. Senin canının bir kıymeti yok