İran'ı bilmeyen sözde İran uzmanları, yıllarca İran'ın ne kadar güçlü olduğunu anlatıp durdular. İran'ın son yıllarda ne kadar geliştiğinden, Sipahi Pasdaran adı verilen devrim muhafızlarının esrarengiz savaş kabiliyetinden vesaire söz ettiler. Oysa İran'ı övüp arşa çıkaran bu uzmanlar ne tek kelime Farsça bilir ne de
Osmanlı Devleti'nin Viyana'ya kadar ilerlemesinden çok korkup, başarısının sebebini aradıkları hâlde bulamayan Avrupa'ya, İstanbul'daki İngiliz elçisi bu durumu anlatmak maksadıyla büyük bir sevinçle şu meâldeki şifreli mektûbu yazmıştır:  “Buldum! Buldum!.. Osmanlıların zaferden zafere ulaşmalarının sebebini ve bunları durdurma çâresini buldum... Osmanlılar aldıkları esirlere hiç kötülük yapmıyor, kardeş gibi davranıyorlar. Hangi milletten, hangi dinden olursa olsun, küçük çocukların zekâlarını ölçüyorlar. Keskin zekâlı çocuklar seçilerek, saray mektepleri ve sonra da Enderûn Mektebi'nde değerli öğretmenler tarafından okutuluyorlar. İslâm bilgileri, İslâm ahlâkı, fen, kültür dersleri verilerek, kuvvetli ve başarılı Müslüman olarak yetiştiriliyorlar. Bunların arasından da Osmanlı ordularını zaferden zafere ulaştıran değerli kumandanlar, Sokullular ve Köprülüler gibi seçkin siyâset ve idâre adamları çıkıyor. Osmanlı akınlarını durdurmak için bu mektepleri ve bunların kolları olan medreseleri yıkmak, Müslümanları ilim ve fende geri bırakmak lâzımdır...”
Reklam
Osmanlı Devleti Nasıl Yıktırıldı -1-
Bir gece, İstanbul’daki, İngiliz sefiri, Londra’ya tarihî mektubunu yolladı. “-Buldum! Buldum... Osmanlı ordularının ilerleme sebebini buldum. Onları durdurmanın yolunu buldum!” diyor. Şöyle yazıyordu: “- Osmanlılar ele geçirdikleri her yerde din, ırk farkı gözetmeksizin, seçtikleri çocukların zekâlarını ölçüyor, ileri zekâlıları ayırarak, medreselerde okutup, İslâm terbiyesi ile yetiştiriyorlar. Bunlar arasından da seçtiklerine, saraydaki “ENDERUN” denilen yüksekokulda, o zamanın en ileri bilgilerini veriyorlar. İşte, Osmanlı siyaset adamları, başkumandanları, böyle seçilen, yetiştirilen keskin zekâlı şahsiyetlerdir. Sokullular, Köprülüler, böyle yetişmiştir. Osmanlı akınlarını durdurmak, Hristiyanlığı kurtarmak için biricik çare, Enderun mekteplerini ve medreseleri dağıtmak, onları içerden yıkmaktır”. Bu mektuptan sonra, İngiltere’de (Müstemlekeler nezareti) kuruldu. Burada yetiştirilen casuslar ve Hristiyan misyonerleri ve masonlar, yalan propaganda ve yaldızlı vadelerle avladıkları cahilleri Osmanlı devletinin kilit noktalarına yerleştirmeğe ve bu kuklaların eli ile medreselerden fen, ahlâk derslerini, hatta yüksek din bilgilerini kaldırmağa, Müslümanlar’ı cahil bırakmağa uğraştılar. Bu sinsi kampanyalarında, Tanzimat’tan sonra tam başarı sağladılar. İslâm devleti yıkıldı. İslamiyet’in dünyaya neşrettiği sadet, huzur nurları söndü.
Osmanlı Devleti’ni Yıkan Güçler İle Türkiye’yi Bölmek İsteyen Güçler Aynı Yazar: Yaşar AKKAŞ Osmanlı Devleti 1299 yılında kurulduğundan beri Avrupa, Asya ve Afrika’da genişlemeye devam ediyordu. Avrupalılar Osmanlı’dan öyle korkuyorlardı ki çocuklarını bile “Türkler Geliyor!” diye korkutuyorlardı. Nihayet 1699’da başlayan 2. Viyana Kuşatması
Okuyunuz ve okutturunuz!
Tanrım; bu güzel yüze vermişsin emek, O sümbülü koklamak, saçın’ ellemek. Sonra da ona bakma, dersen, anlamı: Dolu kadehi ters tut, hiç dökme demek! Ömer Hayyam bu sözleri tâ 900 yıl önce söylemiş. Yani diyor ki, dolu kadehi ters tutarsan (henüz Newton tarafından tanımlanmamış olsa da yer çekimi diye bir şey vardır) doğanın yasası işler;
Boşluğunu Dolduramadığımız Duygular - Garib Çoban
Arama boşuna bulunmak istemeyeni gönül. Dik dal, boş daldır. Eğilen dal, dolgun meyvelerle dolu. Ecel bizi iki büklüm dört kat etmeden, biz isteyerek huzurda rukû ile secde ile eğilelim!.. Onlar, kendilerine; Allah'ın huzurunda eğilin!.. Denildiği vakit eğilmez. Mürselât-48 Mutluluğun iyileştirmediği şeyi iyileştiren bir ilaç yoktur. Dünyada en
Reklam
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.