Yazılarım koyuluğunu kaybediyor Mevsimlerin tadı kalmadı Esiri olduğum yerler dışlıyor gölgemi Güneş yetersiz,ay fazla, yıldızlar neredeyse yok Özgürlük kanatlarımı çalan bir hırsız Toprak kendine çekiyor yalnızlığımı Yeminlerin sayısı artan eğri Sözler tutulmamaya ant Histerik hisler kol geziyor nevrimde Neler bela ettin başıma bir
Bu dünyada görmek isteyenden daha kör hiç kimse yoktur.
Reklam
Dilazâr, ay ışığıda dağların ardından az evvel terk etti geceyi arkasında muhteşem bir kızıllık bırakarak. Sahi görmedin değilmi ne o gidişin geceyi kör ettiğini nede senin kalbimi kör edişini...
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı Beni sensiz bıraktın, beni bensiz bıraktın.
İş Bankası Kültür Yayınları - Edebiyat Dizisi 27 (Epub)
Katliam
İğrenç bir şeysin.Seninle hareket eden, düşünen herkes çok karanlık.Karanlığa değil sözüm,sen yine de aydinlanamaz ,ışıktan yoksun bir kabusun kör karanlığında kaybol.Yolunu bulama ,debelenip dur.
Herkesleşmeyen Herkese Güzel Düşler …!
Şairin dediği gibi; “Gecenin bu kör, sağır ve dilsiz zamanlarında Beni şiire düşüreni sana havale ediyorum. Ey gecenin ve gündüzün Yerin ve göğün Arasında bulunan Görüp görmediğim Tüm mülkün sahibi Ömrüme öyle güzellik ihsan eyle ki Güzellik dahi imrensin Ey güzelliğin sahibi olan güzel Beni bir an olsun Kendimi yiyip bitiren kendimle baş başa bırakma “ Herkesleşmeyen herkese güzel düşler
Reklam
İnsanların aynı şeylere baka baka artık kör olduklarını düşünürüm bazen de ben
Sonra ne oluyor biliyor musun? Geçiyor... Bir zamanlar uğruna dünyayı karşına alabileceğin insan, yabancılaşıyor sana.. Adım adım uzaklaşıyorsun.. Kör kalsa, yatalak olsa, bacaklarını kaybetse vazgeçmeyeceğin insanın buna hiç değmediğini farkediyorsun.. Bir an geliyor bir şeyler kırılıyor içinde. Bir şeyler dökülüyor.. Sonra ne oluyor biliyor musun? Ölmeye gidiyoruz diyerek ellerini tutsa, tereddütsüz gideceğin bu insanı hayretle izliyorsun.. Usul usul ağlıyorsun bir yerlerde, gidişine değil haketmeyişine.. Bir an geliyor, dayanamıyorsun.. Sonra ne oluyor biliyor musun? İp kopuyor en sağlam yerinden. En güvendiğin kişinin bıçak izi kalıyor sırtında..Kelimelerle anlatılamayacak kadar sarsılıyor hayallerin. Grileşiyorsun. Oysa biraz umudun olsa, cinayet işlerdin uğruna. Bu kadar çok düşmüş olmasaydın, daha güçlü kalkardın ayağa.. Biliyorsun. Çaresi yok, en çok buna yanıyorsun.. Sonra ne oluyor biliyor musun? Anlıyorsun. Korkuyorsun. Öyle çok yormuş oluyor ki seni, Ve öyle eksiltmiş, masumiyetine ateş edilmiş gibi hissediyorsun. Kimse o'nu senin kadar sevemez. Vazgeçerken, en çok buna üzülüyorsun.
Başkasının hatasına kör ve sağır ol, yapamazsan kendi yanlışına göz ve kulak kesil. Nasıl ki elin kusuruyla meşgul olan kendinde güzellikten başka bir şey görmezse, kendi noksanıyla meşgul olan da elde kusur görmez.
Geçmişin flusuna kapılmadan, geleceğin belirsizliğine karşı kör olmayın. Bugünün değerini anlamak için dün ve yarın arasında bir köprü kurun.
Reklam
“Herhangi bir kurama kör bir şekilde bağlılık entelektüel bir değer değildir; entelektüel bir suçtur.”
İlk görüşte körlük :)
ilk görüşte körlüktü! Gözlerimi ne kadar kapatırsam kapatayım, geriye daima kör edici bir ışık kalıyordu...
Lakin tek korkum: Yarın ölebilirim kendimi tanıyamadan.
Al, lastikten fırlayan kocaman çiviyi gösterdi. "İşte!" "Bu memlekette bir tek çivi olsa, biz gider kör gibi üstünden geçeriz."
Sayfa 434
Çamaşırlar..
Beyaz, hep daha beyaz olmalı! Sakız gibi olmadı çamaşırlar. Astığınızda herkes hayran kalmalı. Beyaz çamaşırların kör ettiği bir kadınlar ülkesi. Kadınlar ve çamaşırları. Türkiye’de kadınlar en çok yıkadıkları çamaşırların beyazlığı ile gurur duyarlar. Çamaşırlarını renklerine bakmadan daima 60 derecede yıkayan kadınlar… Daha temiz. Hep uzun yıkama seçeneğinde yaşayanlar… Daha beyaz. Bir saat süren yumuşatıcı seanslara… Daha yumuşak. Olmalı. Bir de güzel kokmalı. Bakan hayran kalmalı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.