Karşımda öyle bir kitap vardı ki bir nehir gibi akarak okudum ve baktım ki denize ulaşmışım.
Her ne kadar bir masal gibi dursa da bu kitapta çok derin mesajlar var. Günümüzdeki insanlığın robotlaşmasını ve samimiyetlerini yitirmelerini zaman kavramıyla yüzümüze vuruyor. Çocukların dünyasından da izler bırakılmış. Özellikle oyunun önemine dair anladığım mesajlar var. Çocuklar baskı altında katı kurallar altında değil de isteyerek severek oyun oynamalı. Yaratıcılıklarını açığa çıkarıp hayal güçlerini istedikleri gibi kullanmalılar.
Bir çırpıda bitirebileceğiniz çok tatlı bir kitap. Sonlara doğru o kadar aksiyon oluyor ki kendinizi kaptırıyorsunuz. Bu kitabı özellikle okul öncesi öğretmenliği yapacak kişiler, anne ve babalar kesinlikle okumalılar. Kitabı bitirdikten sonra yatağıma tebessümle yattım ve o kadar eşsiz duygular hissettim ki anlatamam...
"Kör biri için gökkuşağının renkleri ve sağır biri için kuş sesleri nasıl boşunaysa, yürekle algılanmayan zaman da öyle boşa gider, kaybolur. Ama ne yazık ki düzgün atmasını bildiği halde kör ve sağır olan nice yürekler vardır."