Hayatla ölüm birbirine değiyor.
Annemi hatırlıyorum, her yalnızlığımda hatırladığım gibi.
Onun sözlerini, gülümsemesini...
Onun ölümünü...
Kendi ölümümü hatırlıyorum.
Bütün korkularım terk etti beni.
Gençliğimde muhtaç olduğum, büyüttüğüm, tenimde taşıdığım korkular, artık onlara ihtiyacım olmadığını bildiklerinde gittiler.
Annemle gittiler, benle gittiler.
Kar yağıyor.
Sahil sakin ve sessiz.
Kristal tozlan uçuşuyor.
Gövdeleri buzla parlayan ağaçlar suskun.
Artık dönmeliyim...
senin adın
buzul mavisi!
çünkü mavilerde uyur,
benden sana geçen
sende beni kalkındıran ne varsa!
sevdiğim, açlığımın uzak ufku,
her sabah;
güneşten ne zaman işaret alırsan
ne zaman dar gelirse soluğun
böyle uzun sarılmaklara,
fikrini kurcalarsa eğer
açık korkular,
işte o zaman
mavilere,
mavilere
uyandır beni...
Muhteşem bir kitap...Doğan Cüceloğlu bir deha...Bu kitabın size kattığı farkındalık biraz ağır gelebilir.Bazen farkında olmak bir cehennemdir...Ama akvaryumun suyunun kirlendiğini ve nefes alamadığınızı düşünüyorsanız,okuyun...Bu yaşadığımız sorunlar bilin ki bu yüzyılın sorunları değil,bu yaşadığımız korkular bu yüzyılın korkuları değil sadece...Nedenleri bilirsek,sorunları çözebiliriz ne kadar köklü de olsa köklerini kazıp hatta üzerine kireçler döküp bu lanetimizden vedalaşabiliriz....
Çocukluğum olmadı benim/ Gençliğim olmadı. / Babam karanlık bir adamdı/ Korkularla besledi bizi/ Annem zayıf mı zayıf / Sevgisini göstermeye korkardı. / Bir küçücük kumru kuşu büyüttüm / Göğsümün gizlisinde/ Yumuşaklık adına, sevgi adına/ Konduğu tüm dalları / Aykırı bir rüzgâr aldı. / Baskılar safra gibi attı dışarı /Korkular safra gibi attı /Evimden uzak evler üstüne /Gerçeğini şimdi bile bilmediğim /Ne olmadık düşler kurdum. / İnce içlenmelerle her akşam/ Dalgın baktığım camlardan/ Bir gizli mutluluk sızardı/ Işık yerine... /