''Birbirimizi anlayamayacağımız korkusuyla, sözcükleri gereğinden çok fazla kullanıyoruz. Konuşmamanın , iletişim kurmayı reddetme anlamına çekilmesinden, kabalık olarak görülmesinden korkuyoruz. Ayrıca çok fazla konuşuyoruz. Sessizlik bizi ürkütüyor. Sessizliği denetleyemiyoruz. Oysa sessizlikte, sezinlediğimiz ama tanımadığımız dürtülerin, özgürlüğün ve gelişigüzelliğin son noktası saklıdır.''
Sayfa 35 - İletişim Yayınları
Yarını düşlüyoruz ve yarın gelmiyor Gerçekten istemediğimiz zaferler düşlüyoruz. Yeni gün çoktan geldiği halde Yeni bir gün düşlüyoruz. Yapılması gereken savaşlardan kaçıyoruz. Çağrıyı duyuyoruz, ama hiç önemsemiyoruz Gelecek henüz bir planken, o gelecek için ümitleniyoruz. Her gün kaçtığımız bilgeliği düşlüyoruz Kurtuluş elimizdeyken, kurtarıcı için dua ediyoruz. Ve hala uyuyoruz. Ve hala uyuyoruz. Ve hala dua ediyoruz Ve hala korkuyoruz...
Reklam
''En büyük korkumuz ölüm korkusu değildir. En büyük korkumuz yaşama riskini göze almak ve gerçekte kim olduğumuzu ifade etmektir. Hayatlarımızı, başkalarının isteklerini yerine getirmek için yaşamayı öğrenmişiz çünkü başkaları tarafından kabul edilmemekten çok korkuyoruz.''
"Şimdi söyleyin bana, ayrılınca üzülmemek için mi karşımızdakiyle aşırı mutlu olup eski (sözde huzurlu) hayatımızı tamamen kaybedeceğimiz için mi (herkese değil ama) o birine bağlanmaktan korkuyoruz?"
Sayfa 191Kitabı okudu
Bir ara iki ordu arasındaki dengesizliği gören Sultan Selâhaddin’in askerleri¸ çekingenlik göstermiş ve geri dönmek istemişlerdi. Selâhaddin ise ileri atılıp¸ şu müthiş sözlerle askerlerini toparlamaya¸ azim ve cesaretlerini bilemeye kâdir olmuştu: “Madem ki ölümden korkuyoruz; niçin evlerimizde oturup çoluk çocuğumuzla zevk ve sefa içinde yaşamıyoruz? Bizim vazifemiz düşmanın azlığını ve çokluğunu mukayese etmek değil¸ onun karşısına çıkmaktır!” Harp gecesinde ise¸ Allah’a şöyle derin bir yakarışta bulunmuştu: “Allah’ım¸ bilirsin ki ben bu harplere şöhret ve mevkî için atılmadım. Tek gayem¸ Senin ismini yüce tutmak ve yeryüzüne gerçek adaleti¸ ahlâk ve fazileti yaymak¸ insanları birbirine kardeş etmektir. Sadece sana güveniyoruz. İnancımızda en ufak bir sarsıntı olmadı ve olmayacak da. Bedir aslanlarına olan yardımını bizden de esirgeme!..” Neticede Richard’ın öncülüğünde sulh istemek zorunda kalan Haçlılar¸ 1 Eylül 1192’de imzalanan anlaşmayı müteakip çekilmişlerdi. Selâhaddin şahsında¸ Müslümanların üstünlüğünü Haçlılara bir defa daha tasdik ettirmiş; Kudüs ve Ortadoğu’daki İslâm varlığını söküp atmanın kolay olmadığını tekrar ispatlamıştı.
Galiba bazen bazı şeyleri istediğimizi kabullenmekten korkuyoruz. Bunu özellikle de yarattığımız imajla çakışacağı için yapıyoruz.
Reklam
* * Öyle bir açmaz ki, konu dönüp dolaşıp gafletimizin sınırlarına dönüyor. Yapmak istiyoruz ama neyi bilmiyoruz Bilsek de; Anne nasihati sigortalı işimizi kaybederiz diye korkuyoruz. Bilmek de koyuyor bilmemek de, sonuç yapamamaksa... Daha kötüsü ne biliyormusun kardeşim, Acımız dünyaya geri dönünce morfinleniyor. Gözyaşlarımız timsahlaşıyor, kendimizi mutlu hissediyoruz, vicdan sızlamayınca yolumuz doğru sanıyoruz, yanlış vicdan sızlamaz kardeşim.
Sayfa 101Kitabı okudu
256 syf.
10/10 puan verdi
Bakiler'in kendisinden deli gibi korkuyoruz ya hani. Aman yanlış bir şey demeyeyim, aman kızmasın diye. Kitap için durum değişmiyor açıkcası. Okurken oturuşumu falan düzeltiyorum :) Yine Bakiler'ce harika üsluplu ve harika açıklamalı bir eser. Dilin her kuralına hakim, Türklük bilincinde bir insan, kendisine hayranım. Ayrıca memleketlim de üstad. Ama itiraf etmeliyim kitapta dahi birilerini yerin dibine gömdüğünde gülmeme engel olamıyorum. Sözün Doğrusu'nu elbet Bakiler bilir. Var olsun :)
Sözün Doğrusu 1
Sözün Doğrusu 1Yavuz Bülent Bakiler · Yakın Plan Yayınları · 2012721 okunma
Ölümden neden bu kadar korkuyoruz acaba? Niye bu kadar ölümden korkuyorum? O kadar korkuyorumki ölüm gelmeden ölmeye razıyım.
Sayfa 286Kitabı okudu
Bütün suç savaş yıllarında yediğimiz kara ekmeğin. Bizi iyi beslemediler. Sonra da yağlı yemek verdiler. Beynim yağ bağlamış olacak. Büyük ve güzel şeylerin dışarı çıkmasına izin vermiyor. Korkuyoruz. Düşünmekten ve sevmekten korkuyoruz. İnsan olmaktan korkuyoruz. İnsana benzetirsek acımaktan korkuyoruz. İşin içine bir kere acıma girerse, ondan bir daha kurtulamamaktan korkuyoruz. Sen de korkuyor musun Günseli? Ben sadece senin için korkuyorum Selim.
Reklam
...Ayrılık lâfları etme sevgilim Önümüz Temmuz önümüz Ağustos nasıl olsa Kolkola yürüyoruz tek tük öpüşüyoruz Sonra ayrılıyoruz korkuyoruz da Cemal Süreya Roman Okudum Seni Düşündüm
Tam baslandi, bir yerde koptu anlatilmak istenen.Ya kendimizden korkuyoruz ya cevremizden. Ne olduysa oldu şöyle iyi bir acilip dökülemedik.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.