Bu kitabı okurken, bazı bölümleri okuduğunuzu zannediyorsunuz oysa okumuyor yaşıyorsunuz. Sanki Derda yanınızda, yada siz Derda'nın yanındasınız. Anlatım gücü buna neden olduğu kadar güncel konularda buna katkı sağlıyor, küçük yaşta evlendirilen kız çocukları çok yakın, korsan kitap çok yakın, mezarlıklarda ki çocuklarda çok yakın, yazarın sık sık kullandığı küfürlerde çok yakın, Oğuz Atay'da çok yakın... İçimizde her şey... İçimizdekileri kağıda döken Hakan Günday ve elbette onun hayal gücü... Kitabın ilk bölümünden daha çok etkiledim. Yazarın okuduğum üç kitabı içinde; Kinyas Kayra halen favorim sonra Az...
"Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi..."
Bu minval üzerine bu kitap hakkında söylenecek AZ şey var!!!
“Ölüm seninle bir anlaşma yapalım.Şu lanet olası defter dolduğunda bana gel. Bak kalan ömrüme ömür biçerek kafa tutuyorum sana-sen ki en tabii korkusun.” Diye başladı erkek.
“Bir kadın birdenbire günlük tutmaya başlamışsa, ya aşık olmuştur ya terkedilmiştir” Diye başladı Kadın.
Eğer insan sonradan günlük tutmaya başlıyorsa sorun büyüktür. Başlayan ya da başlamayı düşünenler kitabı sevecekler.
Ayfer Tunç bize çevresinde konuşacak insan bulamayan karakterlerini bizim için konuşturacak.
Suzan Defter’ gerçekten dikkatli okunmadığında çoğu şeyi kaçırabileceğimiz bir kurguya sahip. Derya’nın kendisini Ekmel bey ile tanıştırdığında, ağabeyinin eski sevgilisi Suzan’ı oynaması, onun gözünden kendini ve ağabeyini görmesi de kitaba gereken dikkati verdiğinizde ancak ortaya çıkıyor.
Hayatımda ilk defa bandrol uygulaması indirip kitap korsan mı,diye baktım. Yayın evini aramayı düşündüm! Kitap hatalı basım demek için. Bunları yaşamamak için sol tarafı her zaman erkeğin günlüğü, sağ tarafı kadının günlüğü olarak okuyunuz.
İnsanlar günlüklerine bile dürüst davranamadığı her şeyi yazamadığı zamanlar olur. Okurken aa bende de bu böyle oluyor diyeceğiniz çok şey bulacaksınız.
Suzan DefterAyfer Tunç · Can Yayınları · 202213.1k okunma
Neyyire, kara sevdaya tutulmuş. Neyyire, sabahlara değin kitap okuya okuya, insan içine çıkmaz olmuş... Ya! Misafir gelince çıkmıyormuş. Neyyire, görücüleri kapıdan çevirmiş!
Grisha evreninin yani serinin ikinci kitabı.
İlk kitapta genel olarak tasvir etmiştim ancak bu sefer biraz daha ayrıntı vermek istiyorum çünkü işler biraz daha karışıyor.
Seri de şöyle bir şey mevcut her kitap bir öncekinden daha iyi o yüzden bu kitabı Gölge ve Kemik’ten daha çok seveceğinizi düşünüyorum tabii bunu etkileyen faktörler de yok
Borges’in Arjantin’de Critica gazetesinin hafta sonu eki için yazdığı ve gerçekle kurgunun iç içe geçtiği metinlerden oluşan derleme bir kitap. İlk başta, masal mı anlatıyor tarih mi, bunlar köşe yazısı mı öykü mü, bilimden mi konuşuyoruz efsanelerden mi diye sorgulamanıza neden olan bir çeşitlilikle kalakalıyorsunuz. Sonra da tüm bu çeşitliliği harmanlayıp ortaya özgün bir anlatı çıkarmış olmasına şaşkınlıkla bakıyorsunuz.
Şu kısacık kitabın, kapitalizmden başlayıp emperyalizme, dinlerin yayılışından ırkçılığa, bireyden topluma, zilyon tane konunun etrafında dans ettiğine inanmak sahiden güç.
Gerçek kişilerin isimlerinden yararlanarak kurgulanmış öyküler. Kim bu gerçek kişiler derseniz, birtakım kaçakçı ,serseri, köle taciri, korsan,sahtekar ve düzenbaz ismi saymam gerekir ki, anlatılanların özü dikkate alınacak olursa çok da bir önemi yok.
Önemli olan kısmı tüm bunların Borges’in zihninde nasıl canlandığı..Kelimelere nasıl aktarıldığı..Mecaz, imge ve fantezinin nasıl kullanıldığı..Tüm bu sahtekarlıklardan mizahın nasıl devşirildiği.
Herkese hitap edecek bir kitap değil belki. Farklı yazınlar keşfetmeyi ve ayrıntıları seven biriyseniz bunu da seversiniz.
Keyifli okumalar..
İRİ MEMELER VE GENİŞ KALÇALAR-MO YAN,1040 sayfa
Mo Yan ( anlamı sakın konuşma ! ) ;asıl adıyla Guân Móyè ,Çin’in en ünlü,en sık yasaklanan ve en çok korsan baskısı yapılan 2012 Nobel Edebiyat Ödüllü yazarı.Kitabın adını okuyunca bir çok kişi farklı bir algıya kapılıyor.Kitap adını,anne karakter ve kızlarının genetik olarak iri göğüslere ve
Baştan uyarayım, konu Metro olunca çenem düşüyor. 3 kitap için ortak inceleme yazmak istedim. Yer yer oyunla da kıyaslayacağım tabi ki çünkü ben de Metro'nun oyunları sayesinde tanıdım bu kitap serisini.
Sene 2012. O zamanlarda da şimdiki gibi anakartı gitti gidecek,
Super Mario'ya girsen Nasa roketinin kalkarken çıkardığı ses kadar dışarıya
Hayatımda bir kez bir korsan kitap alayım dedim, ona da pişman oldum.
Bu kitabı dün akşam Rahmanlar'da bir sahaftan satın aldım: sitelerdeki fırtına uyarısına rağmen eve hemen dönmemiş, Roka'da saatler süren arkadaş muhabbetinin ardından Çanakkale caddesinden aşağı ağır ağır inmiş ve bir anda karar vermiştim sahafa uğramaya. Bu sahaf en fazla iki