ANKARA NUMUNE HASTANESİ 2009 Yorgunluktan gözlerimi kapatıp dinlenirken, servisin çalan telefonuyla kalktım gecenin üçünde. Yoğun bakıma yeni yatırılan genç bir hasta için çağrılıyordum. Gitmeden hastayla ilgili bilgileri bilgisayardan not edip, beş saat önce yoğun bakıma kabul edilen 21 yaşındaki bayan hastayı enfektif şoka sokabilecek
567 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 günde okudu
BAL’DAN TATLI BAL BALZAC
Balzac’la tanışmam lise dönemime denk gelir. Vadideki Zambak’ın tırt bir çevirisiydi sanırım. Kitabı o zamanlar klasikler arasında olduğu için merak etmiş almış okumaya başlayınca hatırladığım kadarıyla şöyle bir cümleyle karşılaşmıştım; “Balzac kadınlar ile ilgili şöyle der; ‘Genç kadınları ciddiye almayın, onlar bencildir, onlarda gerçek dostluk
Balzac
BalzacStefan Zweig · Can Yayınları · 2017366 okunma
Reklam
240 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
HEİDİ, ÖMERCİK VE AYŞECİK EL ELE SANSÜRE
"Düşünce ve yazıda özgür olmak isterim, dünya davranışımızı yeterince sınırlıyor." Wolfgang Van Goethe ______ Osman Şahin'in okuduğum ikinci kitabı oldu. İlki otobiyografik öğelerin ağırlıkta olduğu Kolları Bağlı Doğanlar kitabıydı. Selam Ateşleri- Ay Bazen Mavidir kitabında birbirine yer yer tema, konu veya ele alınan duygu
Selam Ateşleri - Ay Bazen Mavidir
Selam Ateşleri - Ay Bazen MavidirOsman Şahin · Can Yayınları · 201755 okunma
Mona Roza - Sezai Karakoç
Hayatımın önemli bir kısmı edebiyat ile iç içe geçmiş olmasına rağmen, şiire bir türlü ısınamadım. Bazı şiirler hariç olmak üzere, hiçbir şiirin beni etkilediğini düşünmüyorum. Peki bu iletiyi neden yazıyorum? Dün sabah yine bu sitede bir okurun, Mona Roza - Sezai Karakoç şiirini paylaştığını gördüm ve yaklaşık 24 saattir aklımdan çıkaramadım.
Garipler Mahallesi
"Merhaba. Bu mahallede Fadime Nene diye birisi varmış. Onu arıyorum." " Fadime Nene'yi hiç duymadım ama az ileride Ayşe Teyze var." diyor sokakta karşılaştığım adam. Teşekkür edip yanından uzaklaşıyorum. Ben ona Fadime Nene'yi soruyorum, o bana Ayşe Teyze var, diyor. Bu, "Buralarda eczane var mı?" sorusuna,
Hayır. Sana Sadece Hayranlık Duyuyoruz.
“Annemi kaybettim” diye girdi söze. “Tek çocuktum. Ba­bamla baş başa kalmıştım. Babam beni çok seviyordu, hele an­nem öldükten sonra daha da bağlandık. Ta ki o güne kadar. Akşam eve geldi babam, bana sarılarak kucağına aldı ve öptü, ilk defa bu kadar fazla sarılıp öpüyordu. Babamın beni sevme­si hoşuma gidiyordu ancak altımda bir sertlik
Bu kısmı kesemezdim. Biraz uzun belki, okuyanlar atlayabilir. Ancak kitabı okumayanlarım bu alıntıyı okumasını şiddetle tavsiye ederim. Uykumu kaçırdı. -Sigma İnsan
Reklam
416 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Bir Küçük Yerli Edebiyat Magazini
Sevgili Erdal; Bu zor geçen son günlerimde bana o kadar derman oldun ki, seni, yaptıklarını, Türk edebiyatına katkılarını hayatım boyunca minnetle anacağım. Erdal Öz 1935 doğumlu, yani bu dergicilik, edebiyat sohbetleri mektuplar konuşulduğunda en erken mektup tarihi 1956 olduğuna göre Erdalcım henüz 21 yaşında, gerçi 17 yaşında yayınlanan
Sevgili Erdal - Erdal Öz’e Mektuplar
Sevgili Erdal - Erdal Öz’e MektuplarSelim Bektaş · Can Yayınları · 201915 okunma
Yanılsama
Beni görmelisin artık Sudaki yansımanda Ve denizin her dalgasında Ve sana doğru esen rüzgarda Yani gör Her mânâda, (Demiştim Bir âmâya )
176 syf.
·
Puan vermedi
Peygamber efendimiz'in, babanızın dostlarına hürmet edin dediği hadis vardı aklıma o geldi. Belki birçok hikâye anlatıldı hepsini dinledik kıssadan hissemizi aldık. Fakat yeri gelince hissemizi heba ederek onların gönüllerini kırdık. Ölümün olduğu bir dünyada niye bu kadar yoruyorsak gönlümüzü,kitap etimolojik kökü olan "dostluk"a, daha
Belki de Üzülmeliyiz
Belki de ÜzülmeliyizAhmet Murat · Profil Kitap · 20171,034 okunma
568 syf.
9/10 puan verdi
"Ütenlerle, ütülenlerin çağı bu yeme kendini..."
Fakir Baykurt diyor ki: "Epeyden beri kafamda gezen bu romanı Mamak Askeri Cezaevinde yatarken geliştirdim. Bitmedi, Ankara Sivil Merkez Cezaevine geçtim. Yapacak iş yok. Yazma olanağı da yok. Ne yapayım? Vurdum voltamı, kurdum romanımı. Çıkınca da hemen yazdım... Gerçi bu romanda doğrudan doğruya cezaevi geçmiyor. Ama halkımızın
Köygöçüren
KöygöçürenFakir Baykurt · Remzi Kitabevi · 1979252 okunma
Reklam
Yaşantınıza şükredin, okumaya bile üşenen insanoğlu
Ah diye bağırdı beş on metre önümde yürüyen sarı saçlı kız. Ah dedi bir daha, yere oturdu ayağını tutuyordu. Yaklaştım yanına iyi misin dedim. Kafasını kaldırdı ayağım dedi, ayağım çok acıyor, kanadı galiba. Ayağında ayakkabı yoktu. Uzun bir süredir önümde yürüyordu ama ayağında ayakkabı olmadığını fark etmemiştim. İnsan kendi derdine düşünce
Bu da son kıtası: Ama bir gün beni ararsan ve cevap vermezsem, Koşarak bana gel: Çünkü sana kesinlikle ihtiyacım olacak..!
Güllerin içinden canım Koşarak koşarak gel, bana gel O güzel gözlerini canım Süzerek süzerek gel, bana gel #MFÖ
Mona Roza Sezai Karakoç üniversitedeyken bir okul arkadaşına sevdalanır… Mona Rosa Sezai Karakoç için Muazzez Akkaya’dır. Fakat kendisini yakışıklı bulmadığı için ona bir türlü açılmaya cesaret edemiyordur… Bir gün cesaretini toplar ve tüm heyecanıyla aşkını, kalbinden geçenleri Muazzez Hanım’ a döker… Fakat reddedilince bu aşkı içselleştirir ve
Subhanallah!
Hasan gibi sevmek Burada yazdığım hadise gerçek bir olaydır ethem cebecioğlu hocanın bir konuşmasından alıntıdır ses kaydı mevcuttur. İnanıp yada saçma bulmak tamamen size bağlı beni son zamanlarda en etkileyen hadiselerden biri olduğu için sizlerle de paylaşmak istedim uzun ama okumanızı tavsiye ederim; ''bizim ankara'da hasan diye delikanlı
438 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.