Öfkemin Arkhesi
Nerede kalmıştık, gençliğimi dinçliğimi geri verseler veresiye defterimden öfkemi silecem söz. Ayakkabılarımın bağı da açılmaz ki tökezleyip yere kapaklansam. Kapaklansam soluklanmış olurum en azından, kör düğüm yapmışım duraksızım -dur şunu unutmayım da yazayım, yok bu yetmez bir de zihnimin köşelerinden birinde bir ara birilerine artistlik
Büyük güçler, kıtada, adeta köşesiz diğerlerince parça parça edileceği dikkati bir köşe kapmaca oynamaya başlamıştı.
Taraflar, sanayileşmenin de verdiği yeni imkânlarla 1870'te ki Alman-Fransız savaşı'nda bu yana amansız bir silahlanma yarışınıdaydı. Daha büyük, daha ölümcül daha çok fabrikalar deli gibi silah üretiyor, ordular büyüyor milli duygular kabardıkça kabarıyordu.
Kıtayı bir ucundan diğerine esir alan topyekün çılgınlığı adam akıllı karşı çıkanlar neredeyse sadece sosyalistlerdi.
Özellikle Max ve Engels, sık sık, kapitalistlerin aç gözlü ve milliyetçilik denen aptallık yüzünden kopacak bir Dünya Savaşı'nın yükünü ve acısını işçi sınıfının çekeceğini hayrılmışlardı.
Özellikle Engels, öldü 1895 e kadar ancak emekçi sınıfların dünya devrimini gerçekleştirmesi sayesinde Bir Dünya savaşının önüne geçebileceklerini yazmaktan geri durmamıştı.
Sayfa 57 - timaş yayınlarıKitabı okudu
Köşesiz Köşe: Seviyorsun
Düşününce, insanin hislerine en iyi şiirler tercüme oluyor aslında. Zaman zaman biraz can sıkıyor ama bir rahatlama geliyor beraberinde. "Yalnız değilim" rahatlaması, "kendimi ifade edecek kelimeler buldum" rahatlaması. Şarkılar da öyle değil mi zaten? Bizi anlatmasa, bir şeyler hissettirmese neden bağıra bağıra söyleyelim deli miyiz?
Sayfa 25
KÖŞE OYUNU *
Bir üçgenin üç köşesi olduğuna inandırmışlar çoğumuzu. Görünüşte öyledir. Öyle bilir, öyle devam ederiz.
Halbuki bize öğreten kurnazlar ve o kurnazların yetiştirdiği palazlar bu işin profesyonel ustası olmuşlar. Oynadıkları oyunu kimseye söylemezler. Ancak çok emin bildikleri çırakları bilir işin püf noktasını. Nasıl mı?
Usta eller (!) tarafından çizilmiş bir üçgen var. Üçgenin her köşesinde bir musluk. Dünya nimetleri bu musluklardan akar. Köşesiz musluk olmaz. Yarışma düzenler erken varan musluğun vanasına ve nimetlerine sahip olacak diye yolunu yordamını bilenler, yani organizatörler elbette erken varırlar.
İşin hilesini bilmeyen saf ve masumlar iş bitti zannedip geriye çekilirler. Boşta kalan kurnazlar diğerleriyle anlaşıp, köşeleri kesmek suretiyle yeni yeni köşeler üretirler. Her köşe sahibine yeni bir musluk ikram edilir. Bir üçgenin uçları kesilerek sayısız köşeler icat edilir. Musluklar gece demez,
gündüz demez akar babam akar.
Saf dediğimiz diğerlerine gelince:
Bakar babam bakar...
Muslukların yörüngesine giremeyenler, girmek istemeyenler dert çeker, çile çeker, ya sabır çeker.
Ötede bir köşeden binlerce köşe çıkar.
Köşesiz Köşe: Hangisi?
Varolan düzene uyup bununla mutluluğu yakalamak mı? Yoksa kendi düzenini yaratmak mı?
Gitmek mi? Kalmak mı? Sence hangisi?
KÖŞESİZ KÖŞE : HANGİSİ ?
Varolan düzene uyup bununla mutluluğu yakalamak mı ? Yoksa kendi düzenini yaratmak mı ? Gitmek mi ? Yoksa kalmak mı ? Sence hangisi ?
Sayfa 32Kitabı okudu
Köşesiz Köşe: Hangisi?
Varolan düzene uyup bununla mutluluğu yakalamak mı?
Yoksa kendi düzenini yaratmak mı?
Gitmek mi?
Yoksa kalmak mı?
Sence hangisi?
Sayfa 32
*Köşesiz Köşe: HANGİSİ ?
“Ne yollar biter,
Ne defterler.
Sayfaları neyle doldurmak istediğimiz bize kalmış.”
Sayfa 36Kitabı okudu