İnsan nerede doğacağını, bedenin ne kadar acıyı kaldıracağını, ne kadar yükü omzu ile iteceğini bilemiyor. Bilmediği bu topraklarda insan ancak başıboş dolaşıp ardı arkası olmayan umutların peşinde koşuyor. Bilmediği için de her şeyi deneyerek öğrenmeye çalışıyor. Bana boyumdan büyük yükler verdiler sonra da al bunları şu karşı komşunun dağların taşı dediler. İnsanlık ideali diye tutturdular, dünyayı kurtarırım sandım koştum arkalarından, sonra da insanlığımı aldılar gittiler benden. Benden geriye ne kaldı desem, şu kara kuru derim biraz solmuş tenim kaldı. Yolda bulduklarımı da kurtaramadım, biraz da yolundan ettim herkesi. Bir deli gibi koştum durdum dünyayı ettim dünyalıktan. Bir deli gibi koştum durdum dünyaları ettim kendimden. Şimdi sırtımda çantamla şaşırdım kaldım...
MÜTHİŞ BİR TREN Kıraathanenin camları önüne oturmuşlardı. İki arkadaştılar. Nargilelerinin marpuçlarını emerek susuyorlardı. Zayıf olan, lülenin ateşini nargilenin kehribar ağızlığıyla düzeltti. Bir-iki nefes daha çekti. Marpucu sardı. Nargileyi önünden itti. Bu, yüzü karanlık, karışık bir adamdı. Kalın kaşları vardı. Bu kaşların altında
Reklam
Hırsıma ne şöhret yetti, ne şan; Döndüğüm her nokta dünyadan nişan, Nefsimin ardından koştum perişan, Ondan bir kıl bile avlayamadım...
Sayfa 83 - Necip Fazıl KısakürekKitabı okudu
Hep hayaller arkasından koştum. Hep olmayan felaketler için ağladım. Bu hiçler için o kadar yoruldum ki, aşkı da inkar edecek hale geldim.
Hırsız
Ben bu kayıkla balığa çıkmak istiyorum, bir seferliğine," dedi. Bunu benden istediğine bin pişman oldu. Dudaklarını kemirrneye başladı. "Yok. yok istemez," dedi. "Adamın aklına kim bilir ne gelir," dedi. "Boyadık ya, sağ olsun, o da bize yeter," dedi, yürüdü. Arkasından koştum: "Nusret beye söyleyeceğim," dedim. "Ne olacak bir seferlikten." "Yok," dedi, "söyleme. Kim bilir adarnın aklına ne gelir, kayığını boyadık diye. Boyadık ya, yeter."
Gördüğüm en güzel uçurumdun. Ve ben, bütün intiharlarımı göğüs kafesime doldurup sana koştum. Ölmek bu kadar zor olmamalı.
Reklam
Şimdiye kadar sevilmedim.. Çok özendim.. Fakat sanırım ki sevmedim.. Yahut biraz öyle zannettiklerimin sevgi olmadığını şimdi anlıyorum.. Gençlerin kalplerini saadetle dolduran sevda perisi benim gönlümde hiçbir vakit bir hakikat şekline girmek lütfunu göstermedi.. Daima hayaller suretinde kaldı.. İşte ben öyle oyalandım.. Hep hayaller hülyalar arkasında koştum.. Hep mevcut olmayan güzeller için ağladım.. Bu hiçler için o kadar yoruldum ki.. Aşkı da inkâr edecek bir hâle geldim..
Sayfa 85 - İskele YayıncılıkKitabı okuyor
“İnsan hayatla dalga geçerek, kostüm giyerek yaşayamazdı. Çünkü kimileri sadece acıyı bilirdi, hiçbir işe yaramayan, hiçbir faydası olmayan, sadece acısın diye var olan o insafsız ve biçimsiz acıyı; kendilerini bu acıya gömer, kederlerinin, Sadece onlara ait olan kederin hep daha derinine saplanırlardı, o sonsuz mecraya, o karanlık maden ocağına; sonunda tepelerine çökecek ve kurtulamayacakları o mağaraya.”
Dışardan hiç yol gitmemişim gibi duruyor ama içimden üç yüz elli kilometre koştum.
328 syf.
9/10 puan verdi
·
23 saatte okudu
Yıldızların Kanı serisinin final kitabını bitirip hemen buraya koştum. Bu tür iki kitaplık seriler tam tadında gibi geliyor bana, boş olay silsilesi yok gereksiz kaoslar yok. Bu kitapta ise iblis öpücüğü yüzünden lanetlenen ve iblise dönüşmeye başlayan Maia’nın hem kendiyle hem de Shansen’le savaşmasını okuyoruz. Kitabın yarısında Edan yoktu ama yazar bizi o kadar alıştırmış ki habire gözlerim aradı o yüzden ilk yarıda aksiyon bol olsa da sıkıldığımı söylemeliyim. İkincisi ise belki bazılarının hoşuna gitmeyebilir ama hoşuma giden şey Maia aslında yan karakterlerden biri. Evet savaşın seyrini de değiştiriyor ama diğer kitaplarda okuduğumuz gibi genel olarak çok önde duran bir karakter değil. Kendisi bile kendi ülkesinin umudunun o değil, Sarnai olduğunu kabul ediyor ama Sarnai de ismen öyle. Kitabı okuduğunuzda bu açıdan bakarsanız daha iyi anlayacaksınız tüm övgüleri almayan ama yine de kendinden bir sürü fedakarlık yapan bir karakteri okumak da hoşuma gitti. Yazarın dilini de sevdim başka bir kitabına denk gelirsem kesinlikle okuyacağım. Genel anlamda bakarsak fantastik severlerin beğenebileceğini düşündüğüm bir kitap boşlukta olanlara ya da yeni bir şey arayanlara öneririm.
Akşamı Çöz
Akşamı ÇözElizabeth Lim · Yabancı Yayınları · 2022398 okunma
Reklam
Ben ben değildim artık; bunu çok iyi biliyordum, kendimi bırakıp peşinden koştum.
“dışarıdan hiç yol gitmemişim gibi duruyor ama içimden üç yüz kilometre koştum.”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.