İlhami Algör - Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku İletişim Yayınları, s.34-36 “Müzeyyen,” dedim fısıldayarak, “Müzeyyen, ben ölüyorum.” “Ölen sen değilsin,” dedi biri. Ukala bir sesti. Niyetinin kötü olmadığını sezdim. Masadaydım. Mum hâlâ yanıyordu. Derin bir nefes aldım. Saat kaç olmuştu? Yatsa mıydım? Etrafıma baktım, birinin benim
"Birazdan hava aydınlanacak. Bu işe en çok yanmayan o patlak sokak lambası sevinecek. Kendini gereksiz hissetmenin nasıl bir his olduğunu bilirsin. Ayakların üşümeyi bıraktığı zaman bahar gelmiş olacak. Önce çiçek açıp, ardından kiraz verecek kapının önündeki ağaç. Ve kimse toplamadığı için tek tek çürüyüp dökülecekler. Zamanla çürümenin ne demek olduğunu da gayet iyi bilirsin. Kötü ezan okuduğu için işinden olmayacak hiçbir müezzin. Halkalı-Sirkeci arası banliyö treninin yeri bir daha hiç doldurulamayacak. Bu yıl da hiçbir yaprağını koparmayacaksın saatli maarif takviminin. Ne kadar unutmaya çalışırsan çalış, yine de kaşıyacaksın en acıyan yerlerini. Bu yüzden yaran hiç kapanmayacak. Martılar gürültü patırtı etmeyi keserse uykuya dalacaksın. “Zamanla her şey düzelir” diyeceksin. Kendi söylediğin yalana inanmasını da bileceksin." | Burak Aksak |
Reklam
Her Şey Sende Gizli Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakini gördüğüdür rengin Yaşadıklarını kar sayma Yaşadığın kadar yakınsın sonuna Ne kadar yaşarsan
Geri199
993 öğeden 991 ile 993 arasındakiler gösteriliyor.