Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Zaman hem dost, hem düşmandı.Hem mazlum, hem zalim.Aktıkça köpüren bir nehir, durdukça kuduran bir şehir...Özlem ve sevdanın tuzağı.İyi ile kötünün, iyilik ile kötülüğün yolunu ayıran bir despot.Bazen rahmette zahmet, bazen zahmette rahmet...Hayırda şer, şerde hayır...Bütün bunlar zamanın kalple alâkalı olduğunu da gösteriyordu; mutluluk ile çoğalıyor, keder ile yitip gidiyordu.Bir çizgiydi sanki, sonu yok bir çizgi, başı olmadığı gibi.Ne bir tezgâhta dokunuyor, ne bir rengi var.Allah, insanlara birer parçasını böluştürüvermiş.Kalbin atışıyla birlikte başlayıp kalbin susmasıyla sona eren bir vehim.Ama aynı zamanda Eflatun'un mağarasındaki gölgeye kimliğini veren cevher...
Zaman denilen şey, varlığın tamamını ve insanın tüm hücrelerini kontrol ederek beraberinde sürükleyip götürüyordu, o kadar. belki bu bir değişim ve dönüşümün kuralıydı. Hatıralar veya Hayaller... zaman hem dost, Hem düşmandı. hem Mazlum, hem Zalim. aktıkça köpüren bir nehir, Durdukça kuduran bir şehir... Özlem ve Sevda'nın tuzağı. iyi ile kötünün, iyilik ile kötülüğün yolunu ayıran bir despot. bazen rahmette zahmet, bazen zahmet de rahmet... Hayırda şer, şerde hayır... Bütün bunlar zamanın kalple alakalı olduğunu gösteriyordu; mutluluk ile çoğalıyor, keder ile yitip gidiyordu. bir çizgiydi sanki, sonu yok bir çizgi,başı olmadığı gibi. ne bir tezgahta dokunuyor, ne bir rengi var. Allah, insanlara birer parçasını bölüştürüvermiş. kalbin atışıyla birlikte başlayıp kalbin susmasıyla sona eren bir Vehim. ama aynı zamanda Eflatun'un mağarasındaki gölgeye kimliğini veren Cevher...
Sayfa 226Kitabı okudu
Reklam
Zaman şüpheler ve vehimlerle doluydu. Kökleri çok derinlere, kadim geçmişe uzanıyor, ne azalıyor, ne çoğalıyordu. Evrenin tamamını kuşatan o güç içerisinde geçmişin, geleceğin veya şimdinin gerçek anlamı neydi? Bilinmezlik içindeki hakikatin yürüttüğü o hükmü bir türlü öğrenmek mümkün olmuyordu. Zaman denilen şey, varlığın tamamını ve insanın tüm hücrelerini kontrol ederek beraberinde sürükleyip götürüyordu, o kadar. Belki bu bir değişim ve dönüşümün kuralıydı. Hatıralar veya hayaller... Zaman hem dost, hem düşmandı. Hem mazlum, hem zalim. Aktıkça köpüren bir nehir, durdukça kuduran bir şehir... Özlem ve sevdanın tuzağı. İyi ile kötünün, iyilik ile kötülüğün yolunu ayıran bir despot. Bazen rahmette zahmet, bazen zahmette rahmet... Hayırda şer, şerde hayır... Bütün bunlar zamanın kalple alâkalı olduğunu da gösteriyordu; mutluluk ile çoğalıyor, keder ile yitip gidiyordu. Bir çizgiydi sanki, sonu yok bir çizgi, başı olmadığı gibi. Ne bir tezgâhta dokunuyor, ne bir rengi var. Allah, insanlara birer parçasıni bölüştürüvermiş. Kalbin atışıyla birlikte başlayıp kalbin susmasıyla sona eren bir vehim. Ama aynı zamanda Eflatun'un mağarasındaki gölgeye kimliğini veren cevher...
408 syf.
8/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Uğultulu Tepeler
eğer kitaba yeni başlıyorsanız çok fazla karakter olması kafanızı karıştırabilir fakat okumaya devam ettikçe karakterlerin soy ağacı şemasının kafanızda kendiliğinden belireceğini belirtmek isterim. okumaya başladığımda hikayenin mr. lockwood’un etrafında şekilleneceğini ve onun aşk hayatına odaklanacağını düşünsem de yanıldığımı fark etmem pek de
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Can Yayınları · 202141,9bin okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
Birkaç görüş...
Not: Bir ödev için hazırlanmıştır, bu yüzden bunca ayrıntı. Artık anısı var bu incelemenin. Hiç istemediğim hâlde yapabildiğimi bana hatırlatacak. Bazen özgürlüğümüzü kısıtlayabiliriz, kendimize karşı da ödevlerimiz vardır zira. Arzu ve ihtiyaç meselesini iyi kavramak lazım. İşbu rapor, kişioğlu -arşiv- kendine karşı ödevlerini ihmal etmemesi
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · İş Bankası Kültür Yayınları · 202391,5bin okunma
_Kızımı dar kıçından zımbaladıktan ve içinde patladıktan sonra yatakta yatan babamın yanına uzandım. Onun yaşlı bedenini okşamaya başladım. Kalan son nefesiyle bile babafingoma vurmaya çalışıyordu. Yavaşça arkasını çevirip içine, küçük yaşlı deliğinden içeri girdim. Onu skmeye başladığımda zevkten ne hale geldiğimi düşünebilirsin. İşte o sırada
Reklam
_Bir halden yoksun olmak veya sahibi olmak, yoksunluk veya sahip olma ile aynı şey değildir. Sahip olma, söz gelimi, görmedir. Yoksunluk ise körlüktür ama ne görme sahibi olmak görmedir, ne de kör olmak körlüktür. Körlük herhangi bir yoksunluktur. Halbuki kör olmak, yoksun olmaktır, yoksunluk değildir. Üstelik, körlük, kör olmanın özdeşi olsaydı
273 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.