- Dünyadaki kötülük neredeyse her zaman cehaletten kaynaklanır ve eğer aydınlatılmamışsa, iyi niyet de kötülük kadar zarar verebilir. İnsanlar kötü olmak yerine daha çok iyidir ve gerçekte sorun bu değildir. Ancak insanlar bir şeyin farkında değillerdir: Şu erdem ya da kusur denilen şeyin. En umut kırıcı kusur, her şeyi bildiğini sanan ve böylece kendine öldürme hakkı tanıyan cehalettir. (Veba) Albert Camus
İyilik demek kimseye kötülüğü dokunmamak değil, kötülük yapacak cevheri içinde taşımamak demektir.
Reklam
Ne kötülük ettim ben Tanrılara? Hakikat onlardaysa, kendilerine saklasınlar!
Kötülüklere karşı savaşın!
Kötülüklere karşı savaşın! Kötülüklere karşı elinizle dilinizle ve kalbinizle savaşın! Kötülüklere karşı genel bir savaş açın. Müslim'in sahihinde ve diğer yerlerde de geldiği gibi, Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Sizden kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin." Bütün Müslümanlar için genel bir ilan... "Sizden kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Gücü yetmezse, dili ile değiştirsin. Bunda da gücü yetmezse, kalbiyle değiştirsin ki, bu da imanın en zayıf halidir." İyiliği emredip kötülükten alıkoyma terk edildiği zaman, ümmet başıboş bırakılacaktır. Allah (tebareke ve teala) başıboş bırakacaktır. Güç ve kuvvet yalnızca Allah'a aittir. İmam Ahmed ve Tirmizi, Huzeyfe bin Yeman (radıyallahu anhu)'dan Allah Rasulü (sallallahu aleyhi ve sellem)'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Nefsimi elinde tutana yemin ederim ki, ya iyiliği emreder ve kötülükten alıkoyarsınız, ya da Allah kendi katından yakın zamanda üzerinize azap gönderir. Sonra Allah'a dua edersiniz ama duanız kabul edilmez." Cezanın zilleti ve ardından Allah (subhanehu ve teala)'nın bizi terk etmesi... Bizim duamızı umursamayacak! Bu hadis, Hasen Li-Gayrihi'dir. Ahmed ve Tirmizi rivayet etmiştir.
Kitapları sevmeye başladım, çünkü her kitaptan yeni bir şey öğreniyordum. Acemler, Araplar ve Türkler hakkında pek çok şey öğrendim. Krallarla hükümdarların işlediği suçlar hakkında, savaşlar, halklar, devrimler ve devrimcilerin yaşamları hakkında kitaplar okudum. Aşk öyküleri, aşk şiirleri okudum. Fakat hükümdarlar üzerine yazılmış kitapları yeğliyordum. Cariyeleriyle odalıkları ordu kadar kalabalık olan bir hükümdarla, hayatta tek ilgilendiği şey şarap, kadınlar ve köle kırbaçlamak olan bir başka hükümdar hakkında kitaplar okudum. Bir başkası kadınlara fazla ilgi göstermiyor; savaşlardan, öldürmekten, işkence yapmaktan zevk alıyordu. Yine bir başkası, doymak bilmezcesine tıkınmayı ve parayı seviyordu. Bir diğer hükümdar kendine ve büyüklüğüne, dünyada başka kimse yokmuşçasına hayrandı. Bütün zamanını tarihsel gerçekleri çarpıtıp halkını aldatmakla geçiren entrikacı bir hükümdar da vardı. Bütün bu hükümdarların erkek olduğunu keşfettim. Ortak yanları hırslı ve çarpık bir kişilik, paraya, cinselliğe ve sınırsız güce karşı doymak bilmez bir iştahtı. Dünyaya kötülük tohumlarını eken, haklarını talan eden erkeklerdi bunlar; kalın sesli, ikna yeteneğine sahip, tatlı sözler seçip söyleyen, zehirli oklar atan erkeklerdi. Gerçek yüzleri, ancak ölümlerinden sonra ortaya çıkıyordu. Böylece tarihin aptalca bir inatçılıkla kendini tekrarladığını keşfettim.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.