BİR GÜN SABAH SABAH Bir gün sabah vakti kapıyı çalsam, Uykudan uyandırsam seni: Ki, sisler daha kalkmamıştır Haliç ten. Vapur düdükleri ötmektedir. Etraf alacakaranlık, Köprü açıktır henüz.
''Her yıl,bahar Ağrıdağının üstüne yürürken,dağın yamacındaki Küp gölünün kıyısına o yörenin tekmil çobanları gelirler,kepeneklerini gölün bakır rengi toprağının,kırmızı çakmak taşı kayalıklarının üstüne serip halka olup otururlar. Çobanların her yıl sayısı değişir. Tanyeri ışırken bellerindeki kavallarını çıkarıp Ağrıdağının öfkesini hep birden
Reklam
Mehmet Akif Bey cuma namazında cemaate seslenirken: "Ey Cemaat! Bugün dünyada milyonlarca Müslüman var. Ne acıdır ki hiçbirinin istiklali yok. Yalnız biz istiklal sahibiydik. Ama biz de yüzyıllardır, elde ne varsa, yabancılara verip geri çekile çekile yaşıyorduk. Bunun sebebi dinimiz midir? Haşa.İslamiyet hayatı,aklı, mantığı, zamanın icaplarini reddetmez. İslamiyet dini, ölüler dini değildir. Ama batı dünyası ilim ve fende ilerlerken biz Müslümanlar ne yaptık? Her şeyi Allah'a havale ve emanet edip tembellik, cehalet ve bağnazlık içinde donup kaldık. Sonuç ortada: Dilenerek yaşayan hükümetler; harabeler, ekilmemiş tarlalar,yakılmış ormanlar, hastalıklar, hurafeler, üfürükler, yolsuz, okulsuz köyler, pis şehirler. Milletin hayrı için ne düşünsen "Olmaz!" diye dikilen ilimsiz hocalar. Her yeniliğe " Biz dedemizden böyle görmedik" diye karşı çıkanlar. Milletlerin hayatında duraklamak bile ölmek demek iken, biz tamamen durmuşuz. Görünen köy klavuz istemez. Yaşadığımız, ilkel bir hayattır. Peki, batı ne halde? Gemileri denizleri aşıyor. şimendiferleri dünyayı geziyor,uçakları havalarda dolaşıyor, ilim adamları hayatlarını araştırmaya adamış, halk ise düzenli olarak çalışıyor ve okuyor. Durum bu Fakat kudretleri arttıkça hırsları da çoğalıyor. Asyayı Afrikayı bitirdiler şimdi sıra bize geldi. Sevr Anlaşmasını okumuşsanız da anlamışsınızdır ki bunların bizden istedikleri artık toprak moprak değil, bu defa canımızı, varlığımızı istiyorlar.
Sayfa 522Kitabı okudu
... İngiliz lordları içecek şarap bulamazken, bizimkiler kokteyl partilerde sel gibi viski dağıttılar ; halk veremden kırılırken, İngiliz Kralı bir Aksaraylı hemşerimiz kadar gıda almıyor diye sıkılmadan yalan söylediler ; köylümüzün dörtte üçü inlerde, kovuklarda, kerpiç kulübelerde hayvanlarıyla birliklte yaşarken, yabancıların geçtiği tren yolu boylarına göstermelik modern köyler yaptılar. Millet kilosu iki buçuk liradan pirinç bulamazken, devlet kesesinden besledikleri bir lokantada yabancılara iki liraya lüks yemekler dedirdiler.
Sayfa 137Kitabı okudu
192 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Size hiç oluyor mu bilmem. Bazen bir kitabı bitirdikten kapağını kapatıp, gözünüz uzaklara dalar durursunuz. Aklınıza o romanda bahsedilen yerler, köyler, kahramanlar gelir, keşke yanında ben olsam, yardım etsem diye düşünürsünüz. Şu an ilk aklıma gelen Yüzüklerin Efendisi mesela. Ama bir de her Aytmatov kitabından sonra bu hisse kapılıyorum. Ve on paralık yazarlık tecrübemden soğuyorum. "Lan neden kasıyorum ki. Ne yaparsam yapayım asla bu adamın yazdıklarına benzemeyecek" diyorum. "Sultan Murat" da böyle bir kitap. İşin garip tarafı, aslanlarla, kaplanlarla güreşen, olmadık entrikaları ortaya çıkaran, cesur, kuvvetli insanların değil, senin benim gibi sıradan insanların hayatlarından öylesine seçilmiş gibi duran bir kesit bu kadar mı güzel anlatılır. Kitaptaki soğuk okuyanın iliklerine nasıl bu kadar işler. Terlemiş hayvaların, ıslanmış otların ekşi kokusu genzinizi nasıl bu kadar yakar, baharın gelişine neden bu kadar sevinirsiniz anlamak mümkün değil. Elips Kitap'ın gazete eşantiyonu gibi duran, iğrenç ötesi kapak tasarımı, küçültülmüş boyutları ve bu boyutlara sığdırılmış yazıları ile sunumu berbat ama çok lezzetli bir yemek gibi. Keşke yarın bir gün başka bir yayın evi sağlam bir formatta bassa. Hiç düşünmem tekrar tüm kitapları alırım. Nur içinde yat Aytmatov.
Cemile - Sultanmurat
Cemile - SultanmuratCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 20132,188 okunma
HİKAYE Senin dudakların pembe Ellerin beyaz, Al tut ellerimi bebek Tut biraz! Benim doğduğum köylerde Ceviz ağaçları yoktu, Ben bu yüzden serinliğe hasretim Okşa biraz! Benim doğduğum köylerde Buğday tarlaları yoktu, Dağıt saçlarını bebek Savur biraz! Benim doğduğum köyleri Akşamları eşkıyalar basardı. Ben bu yüzden yalnızlığı hiç sevmem Konuş biraz! Benim doğduğum köylerde Kuzey rüzgârları eserdi, Ve bu yüzden dudaklarım çatlaktır Öp biraz! Sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin! Benim doğduğum köyler de güzeldi, Sen de anlat doğduğun yerleri, Anlat biraz!
Reklam
"Bir zamanlar diyordum ki: Bu Türktür, bu Bulgardır, bu Yunanlıdır. Ben vatan için öyle şeyler yaptım ki patron tüylerin ürperir; adam kestim, çaldım, köyler yaktım, kadınların ırzına geçtim, evler yağma ettim... Neden? Çünkü bunlar Bulgarmış, ya da bilmem neymiş... Şimdi kendi kendime sık sık şöyle diyorum, hay kahrolasıca herif, hay yok olası aptal! Yani akıllandım, artık insanlara bakıp şöyle demekteyim: Bu iyi adamdır bu kötü adamdır. İster Bulgar olsun, ister Rum, isterse Türk. Hepsi bir benim için. Şimdi iyi mi kötü mü yalnız ona bakıyorum. Ve ekmek çarpsın ki, ihtiyarladıkça buna da bakmamaya başladım. Ulan ister iyi ister kötü olsun be. Hepsine acıyorum işte... Boşversem bile bir insan gördüm mü içim cız ediyor. Nah diyorum bu fakir de yiyor, içiyor, seviyor, korkuyor,(...) o da kıkırdayacak ve dümdüz toprağa uzanacak, onu da kurtlar yiyecek... Hey zavallı hey! Hepimiz kardeşiz be... Hepimiz kurtların yiyeceği etiz....
"Her devşirme öyle bazılarının sandığı gibi zorla alınmaz. Hatta bazı fakir köyler çocuklarının bu yolla kurtulacağına, yükseleceğine inanarak gönüllü olurlar."
412 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yazarın ilk kitabı, ve dili o kadar sade ki branşıniz ne olursa olsun çok rahat şekilde anlayabileceğiniz bir üslup kullanılmış. Konusu insanoğlunun başlangıcından günümüze kadar ki gelişimini anlatıyor. Özel mülkiyet kavramın ortaya çıkışıyla insanoğlunun hayatında ki değişimleri aşama aşama çok güzel açıklamış. Neanderthaller, homo sapiens, avcılar ve toplayıcılar, kadının eski tarihlerde ki önemi, para, dinler, mitler, ilk köyler, hiyerarşi, ilk dedikodu :) özellikle amerikalı bir astronot ile Kızılderili arasında geçen bir diyalog çok hoşuma gitti, müthişti. Kitabı bitirdiğiniz zaman insanoğlunun tarihi hakkında epey bir bilgi sahibi oluyorsunuz.Yazarın ilk eseri olmasıyla dolayısıyla epey emek verilmiş.Bu konuya ilgisi olanların mutlaka okuması gereken bir eser.
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Hayvanlardan Tanrılara: SapiensYuval Noah Harari · Kolektif Kitap · 201936,3bin okunma
Şehir ve Köy Edebiyatı Dünya edebiyatında bir “şehir” ve “köy” tasnifi yoktur. Edebiyat bir memleket bütünü, hatta daha geniş manasıyla bir dünya ve insan bütünü ihtiva eder. Büyük dünya romancılarının (Tolstoy, Dostoyevski, Balzac, Flaubert, Maupassant, Zola, Proust, Mauriac, Sagan, Thomas Mann, Huxley, Maugham, Cronin, Steinbeck, Hemingway ve
Reklam
Nitekim bir süre sonra okul yapmayan köyler cezalandırıldı. Okul yapımını tavsatan valiler, bizzat Cumhurbaşkanı İnönü tarafından radyoda halka şikayet edildi. Köylerden Ankara'ya doğru bir muhalefet rüzgarı eser olmuş, CHP içinde de itirazlar başlamıştı. "Köylüyü bu kadar sıkıştırmayalım," diyenlere Milli Şef, "Her köyde cami yok mu?" diye soruyordu: "O camiler nasıl yapıldıysa, okul da öyle yapılacak."
İnsanların şu kısacık ömürlerini nasıl olup da kendi arzularından bu kadar uzak yaşadıkları bir düzen kurmakla, kurduktan sonra da ona ayak uydurmakla geçirebileceğini aklı almıyordu. İnsanın yarattığı her şey insana karşıydı, insanı insanlıktan çıkartmak içindi- mülkiyet, devlet, din, töre, aile, şehirler, köyler. Kendini yok etmeye ayarlı bir şeydi insanın bütün kültürü. Kendini yok etmeye bu denli azimli başka bir tür var mıydı?
Sayfa 235Kitabı okudu
"Büyümüştük, ilkokul kitaplarımızdaki 'gitmesek de, görmesek de bizim olan köyler'e inanmıyorduk artık. Gidip görmedikçe, köprüler kurmadıkça hiçbir yerin bizim olmadığını anlamaya başlamıştık. İyi niyet köprüleri kurmanın da yetmediğini, karşı tarafa geçmek gerektiğini, ama kurduğumuz köprülerin yeterince sağlam, yeterince geniş olmadığını bilmiyorduk henüz, öğrenecektik."
Resim